Hayata âleme kadere boyun,
Zulmeyledi felek büktürdü bana.
Yokluğun yükünü sardı sırtıma,
Çekilmez çileler çektirdi bana.
Bu yoksulluk omuzumdan inmedi,
Bir tek maruzatım vardır sizlere,
Aman bu yanlışı düzelt Hâkim Bey!
Vatandaş gözüyle bakın bizlere,
Aman bu yanlışı düzelt Hâkim Bey!
Kilovat saati olur mu belge?
Ne kadar söyledim, laftan almadı.
Kendi yarasını deşti gidiyor.
Yola getirmeye, gücüm kalmadı.
Doğru dürüst yoldan, şaştı gidiyor.
Gerçeği söylerim, anlar tersini.
Kan bağından öte sevgili dostum,
Canımdan cananı çaldın götürdün…
Gayet sessiz çektin yağlı hançeri,
Yaralı bağrıma saldın götürdün…
Elbet güven duyar bu fakir sana,
Senden davacıyım, sanma suç ettim,
Ya vurgun eyledin, ya vurdun gönül!
Bir kuru sevdaya kalkıp göç ettim,
Diyardan diyara savurdun gönül!
Bir dilberin aşkı ile dağlattın,
Şu üç günlük ömrü ziyan eyleme,
Her mevsimde temiz hayat var iken.
Bedenini pis nefsine bağlama,
Evladın babaya sadık yâr iken…
Kurtlar bile yavrusuna et verir,
Tatlı dilli, güler yüzlü bebeğim,
Gülüşüne dünyaları vermeli.
Ahu gözlü, doğru sözlü meleğim,
Yollarına mor çiçekler sermeli.
Aşkın ile kuru ağaç dallanır,
Şu fani dünyada ömür bitmeden,
Gönülden bir sadık dostun olmalı.
Son nefesi verip veda etmeden,
Dar gününde bile vefa kılmalı.
Türlü hezimete uğradım durdum,
Bilirim ki dünya fanidir fani,
Ben o dosta taraf çıkmadan ölmem.
Her gün sokaklarda yatar bir yiğit,
Dostun yarasına bakmadan ölmem.
Adalet koymadı yıktı, kaldırdı
Hayali meleğe âşık olunca,
Açmadan güllerim soldu neyleyim?
Dokunup yaprağa, koklayamadan;
Bir hoyrat uzanıp yoldu neyleyim?
Sesi kulağımda çınlar her gece,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!