Süslenip de kır özüne,
Çıkan güzel söyle kimsin?
Saçlarını mah yüzüne,
Döken dilber söyle kimsin?
Kaçma benden eller gibi,
Beni görüp kaçan güzel,
Eğlen hele kurban olam,
Çiçek gibi açan güzel,
Eğlen hele kurban olam.
Lebler kiraz dişler inci,
Sana gayet kısa nasihatim var,
İyi dost insana yârdır can dostum.
Cahile uyup da etme ahu zar,
Cahil bakar amma kördür can dostum.
Doğru bildiğinden sakın vazgeçme!
Hoş kadının vazifesi bellidir:
Kurulu düzene sahip olmalı…
Çör-çöp toplayarak yapar yuvayı,
Elsiz dilsiz kuştan örnek almalı…
“Dişi kuşlar yapar” derler yuvayı,
Satılmışın biri tehdit yollamış,
Tabutum sırtımda ölüyüm zaten.
Kalan ömrü yoksul halka adadım,
Akıldan noksanım, deliyim zaten.
Salyası, sümüğü akan yavrunun,
Çare arar iken; tabibim oldun,
Her sözlerin merhem oldu güzelim!
İn misin, cin misin, yoksa peri mi?
Aklım, fikrim sende kaldı güzelim!
Yeryüzünü karış karış dolandım,
Güzeller perisi, ilham kaynağı,
Neden sustu tatlı dilin söylemez?
Nur yüzün soldurur güneşi, ayı
Güzelliğin kıymetini bilemez.
Aynaya bakıp da kendin görsene,
Aşkın hançerini vurdun sineme,
Yüreğimde saplı kaldı Gülperi!
Bakışların bir ok, gülüşün silah;
Ciğerime kurşun saldı Gülperi!
O kıvrak sekişin sanki bir ceylan,
Ben bir gönül ağacıyım,
Bülbül gelir konar bana.
Dertli dertli söyleşirler,
Hayat gelir tatlı cana.
Dalımda öter söyleşir,
Gönül kuşu yine kalktı semaya,
Sana doğru süzülerek varıyor.
Emanet eyledim yüce Mevlaya,
Yitirdi aklını seni arıyor.
Ağzında arzuhal yürek içinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!