Bir tay kıvraklığıyla koşup sekiyorken dün
Uçmuş avcumdan gençlik, maalesef ki bu gün
Zavallı bacaklarım taşımıyor gövdemi
Anıp avunmaktayım mazideki her demi
Artık eskisi gibi, çevik, güçlü değilim
Ya belim tutuluyor, ya konuşurken dilim
Artıyor gözlerimin ferindeki azalma
Gizli bir yarıştadır her hücremde bozulma
İlerlerken sinsice kemiklerde erime
Envaî çeşit ağrı saplanır her yerime
Şekerin kolestrolün hatırı mı kalırmış
Bunca ârâz içinde onlar da yer alırmış
Tansiyonun hiperi hiposu varmış meğer
Öğreniyormuş insan yaşı gelmişse eğer
Gastrit ve ülser ile tanışıp bir gün mide
Ekşiyip yanmalarla aktedilir akide
Dert etmemek lâzımdır beldeki bükülmeyi
Ve hiç eksik etmemek her fırsatta gülmeyi
Baypas ile yoluna devam etse de kalbim
Sayesinde işler hep ritme dayalı takvim
İhtiyâr bedenimin yükünü o taşıyor
Can kuşum ancak onun varlığıyla yaşıyor
Tükenince gün gelip köhne bedende tâkât
Silinir yeryüzünde, renk, ışık, ses, mevcûdat
Yumulur ebediyen gözler fâni âleme
Veda edilir zevke, kedere ve eleme
Ne içimde bir ukte, ne tavr-ı ahkâm kalır
Kızıl rengi tükenmiş simsiyah akşam kalır
(13.04.2014-Lüleburgaz)
Zekâi BudakKayıt Tarihi : 24.3.2015 20:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kızıl rengi tükenmiş simsiyah akşam kalır
Ölüm adına harika bir tasvir
TÜM YORUMLAR (12)