Diyeceklerim var kulağını aç dinle
Hayatın çizgisi incedir ince
Yürümesi kolaydır bu çizgiyi bilene
Senden istediğim tek şey kul hakkı yeme
Bu öğütlerim sanadır yabana atma
Ezan okunur kulağına doğunca insan
Ezandan sonra oldu mu namazı kılınan
Bil ki sona erdi Sana ayrılan zaman
Ezan ile namaz kadardır işte yaşam
Gecenin koynunda doğan sabah gibi
Umuda açılan her bir kapı misali
İçimde saklım, dilimde bir ah gibi
Sensiz neye yarar sol yanım gülüm
Uzak şehirlerin soğuk sokaklarında yürürken
Yankılanır ayak sesim yalnızlıkta özlemişken
Eski bir fotoğrafın gölgesi şimdi gözlerimde
Hasretin sessiz yangını var belki kalbimde
Beton yapılarda nefes alamaz oldum
Eş dost akraba hatırını soramaz oldum
Gurbet ellerde gül gibi sarardım soldum
Ben seni özledim güzel memleketim
Ocak başında tarhana çorbasını
Hayat, rüzgârla savrulan bir yaprak gibi başlar
Doğarız masum, ellerimiz her yanı keşfetmek ister
Gözlerimiz merakla dolu, kalbimiz sevgiyi bekler
Her gülüş bir mucize, her dokunuş bir anı saklar
Gör ki dünya ne cilveler saklar
Kimi gülde, kimi dikenle yaşar
Kimi yokuşları dağla taşla aşar
Kimi düz yolda bile sendeleyip şaşar
Kan kokuyor Kudüs’ün taşlarında
Çocuk çığlıkları yankılanır sokaklarda
Zulümle geldiniz yok yeriniz dünyada
Mazlumun ahı kalır mı hiç yanınıza
Benim Dörtdivan’dır güzel memleketim
Yine de gönlüm düşerdi sena vazgeçilmezim
Bir yel eserdi içimden ta uzaklara hissederim
Kaderim olmasa da inan olurdu tercihim
Çocukluğumun taşlarında vardır izim,
Kara gözlerinde yanar közüm,
Gecenin içinden geçer sözüm.
Kara sevdam, yaralı özüm,
Gönlümde dinmeyen bir hüzün
Tenin geceye vurmuş bir nota,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!