Beton yapılarda nefes alamaz oldum
Eş dost akraba hatırını soramaz oldum
Gurbet ellerde gül gibi sarardım soldum
Ben seni özledim güzel memleketim
Ocak başında tarhana çorbasını
Benim Dörtdivan’dır güzel memleketim
Yine de gönlüm düşerdi sena vazgeçilmezim
Bir yel eserdi içimden ta uzaklara hissederim
Kaderim olmasa da inan olurdu tercihim
Çocukluğumun taşlarında vardır izim,
Kara gözlerinde yanar közüm,
Gecenin içinden geçer sözüm.
Kara sevdam, yaralı özüm,
Gönlümde dinmeyen bir hüzün
Tenin geceye vurmuş bir nota,
Kara sevdam, geceme düşen gölge,
Yıldızlar bile küser oldu bu hüznüme.
Adını andıkça titriyor dilim ve bedenim
Yar, sensiz her şey biraz eksik, biraz derin.
Gözlerim ufukta bekliyorum bir bahar,
Dağlar dertli, yollar uzun,
Siper olmuş her bir sözün
Yiğit doğar yiğittir özün
Namerde korkudur Köroğlu!
Atı Kırat, bakışları kor saçar
Kükredi Köroğlu: “Zamanı geldi!
Zulmün kökü kurusun, devran döndü,”
Kır at şahlandı, dağ taş gerildi,
Yiğitler saf tuttu, gün bu gündü.
Haber uçtu: koca “Dağlar inledi
Yandım ben, sessiz gecelerde,
Alev, alev düştün hayallerime
Her kor parçasında adın gizli,
Söndüm belki ama küllerimde sen.
Geçmedi zaman, durdu sen gidince,
Yandım bir güzele, sitemle bakardı,
Suskun dururdu ama içten yakardı.
Köyün çamurlu yolu bile anlardı,
Gönlümün kara yazısıydın sen…
Bir bakışın yetti, bin kelime sustu,
Kalbimle konuştun, dilin bile yoktu.
Ne gelebildim nede senden gidebildim
Sessizdi aşkım, ama içimde hep kıyamet.
Eş dost akraba bir arada yaşardık
Oğul baba ocağına sığmıyor şimdi
Herkesin türlü derdine koşardık
Kimse hatırını sormuyor şimdi
Evler ahşaptı kışları olur soğuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!