Bir deli sevdaya düştüm, avare gezer gönlüm,
Ne gündüzüm belli artık, ne de geceye hükmüm.
Yollar tanımaz beni, ben kendime bile küstüm
Bir deli sevdaya düştüm, avare gezer gönlüm
Bir bakışıyla kıskandırır gülleri
Sarsar yüreği, unutturur dertleri
Karanlık geceyi aydınlatır güneş gibi
Bir gülüşü var ömre bedel sanki
Bir tutam huzur istiyorum, ne eksik ne fazla
Her şeyden biraz uzak, kendimle baş başa
Yaslanarak gecenin koynunda yıldızlara
Bir tutam huzur istiyorum, ne eksik ne fazla
Bir Yanım Hep Dörtdivan
Bir yanım şehirde kalsa da diğer yanım
Çam kokulu sabahlarla uyanır hâlâ.
Her nefesimde rüzgârı var oraların,
Sanki çocukluğum çağırıyor vatanımın
Yüksek dağlardan hırçın akardın
Köyümüze gelen seli bağrına basardın
Yıllarca usanmadan durmadan çağlardın
Şimdi susuzluktan kurudu bağrın
Dörtdivan, dır şiirin özü,
Çetin geçer harmanı güzü
Yaylasında ilham sözün özü
Köroğlu'ndan gelir kalemin izi
Göynük’te tarihin kokusu
Geceler uzun, yıldızlar yorgun,
Ne yana baksam, içimde bir hüzün.
Herkes var da, burada bir sen yoksun…
Sensiz tadı yok, buralar suskun.
Ciğerlerimiz yanıyor, duman sarar dağları,
Çığlık çığlığa kavrulur, sessizce çam ağaçları.
Geyik yola indi korkudan, Keklik yuvasız kaldı
Yanıyor ormanlar duyun artık bu feryatları
Ne zaman gözlerimi kapatsam,
Dörtdivan’ın yollarına düşer aklım.
Bir söğüt ağacı hatırlar beni hâlâ,
Gölgesinde uyuduğum yaz günleleri ni
Çobanlık yaparken kurduğum hayallerim
Dörtdivan ayazdı o yıllarda,
Senin yürüdüğün patika hep bahar
Gözlerin sanki dağın gölgesinde doğar
Sen yoksan güneş tenimi yakar
Bayır taşlarında gizli bir duam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!