HATIRLATIN DOSTLAR..
Yâr benden çoktan ümidini kesmiş,
Kapanmaz bir yaraymışım öyle dile getirmiş,
Gözleri dolu dolu canı sağolsun diye de eklemiş,
Ben o ağır hasarlı gönlümle önünde çok diz çöktüm,
Hatırlatın dostlar!
Umutla çıkılan yolda, düşe kalka yürüdüğümüz,
Hikayelerle örülü geçici bir durak yeri .
Nereye bizi götürür, nelerle karşılaştırır bilemediğimiz,
Gecesi ayrı, gündüzü ayrı esrarengiz binbir serüven yelpazesi.
Bazen gülerek, bazen gözden yaş dökerek,
Bazen hayretle, bazen minnetle geçirdiğimiz,
Hayat bu ya,
Biri gelir dokunur yüreğine,
Kendini yeniden doğmuş sayarsın.
Öyle bir bakar ki gözlerinin içine,
Görmeyen gözlerin perdesi açılır,
Işıl ışıl bir dünyaya dalarsın.
Öyle kadınlar vardır ki,
Yürekleri ağır hasarlı,
Duyguları kırk yerinden yamalı,
Umutları doluya tutulmuş,
Sığındığı meskeninde delik deşik saçakları.
Öyle kadınlar vardır ki,
HAYAT İŞTE...
Hayat işte, beni ne bekliyor sezemeden,
Nerde son nefesi veririm bilmeden,
Geldim gidiyorum bu âlemden.
Yiyorum, içiyorum, uyuyorum.
Yaşamak buysa bunları yapıyorum.
Hayat işte gülmeyince gülmüyor dostum.
Hem kendini öldürüyorsun yavaş yavaş,
Hemde hayallerini.
Hayat işte sevgiye hasret gideceğini tokat gibi yüzüne vuruyor.
Yüreğini sık boğaz eden niyelerle,
Gözün yollarda kalıyor.
Öğretiyor hayat işte iyi niyetinin sancılı sonuçlarını.
Kafanı duvara vura vura,
Kolunu kanadını kıra kıra.
Gözünden acı yaşı akıta akıta,
Umudunu dağa taşa savura savura.
Öğretiyor insanların acımasız yüzünü,
HAZAN GÖNÜL
Gelincik kadar ömrü hüzünle doldurdun.
Açmış gül goncalarını gözyaşıyla kuruttun,
Sefa sürmedin üç günlük dünyada, dertten derde koşup durdun,
Nazenin dallarında baykuşlar tünedi, dallarını kuruttun.
Zamansız yaprakların döküldü hazan gönül..
HAZAN YILLAR
Harap olmuş gönülden aff dilenirsin.
Gözyaşları dile gelip seni boğmaz mı sandın?
Meçhule sürüklediğin ümitlerim, mutluluğu haram ettiğin yüreğim,
Sana hakkını helal eder mi sandın?
Sen seviyorum de ben hemen inanırım.
Sen geliyorum de ben yoluna ümit çiçekleri sıralarım.
Sen özledim de ben yüreğimde ki ateşe odun atarım,
Yalan şerbetini tattırmak senin ustalığın,
Bir tek söze ömür vakfetmek benim saflığım,
Bilirsin!
Şiiriniz bol olsun
mutluluğa götüren yol olsun.
gönlünüz neşeyle dolsun