DİN ŞİİRLERİ

DİN ŞİİRLERİ

Salih Kozan

Seni seviyorum diyen, fakat sevginin gereklerini yerine getirmeyen birliktelikler kutsal aile yapımızı tehdit ediyor. Şehvet duygularının egemen oldugu bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz maalesef. Uygulanan yanlış politikalar, yanlış argümanlarla günümüz gençliğinin dinden uzaklaştırılarak, özgür yaşam tarzını benimsemeleri, karşı cinsten arkadaşlık zorunluymuş gibi davranarak evliliğin ancak flört ile mümkün olacağını zannetmesi bence parçalanmış aile yapısının gerçek yüzünü sergileyen önemli nedenlerden biridir.
Değerli gençlerimize, anne ve babalara şunu ifade etmeliyimki; gençlerimiz evliliği Allah’ın emri peygamber efendimizin sünneti bilerek, dinine,maneviyatına örf ve adetlerine, kültürüne bağlı aileler kurmak mecburiyetindeler. Ülkemizin güçlü bir aile yapısına ihtiyacı vardır. Tarihteki başarılarımız din sevgisi, Allah sevgisi ve güçlü aile yapısının bir tezahürüdür. Şunu kesin olarak belirteyim ki Allah ve ahiret inancının kabul gördüğü, fedakarliğı ön planda tutanların oluşturduğu birliktelikler, kutsal ve sağlıklı aile yapısını oluşturur.
Diyelimki manevi değerlerden, kendi öz kültür örf ve adetlerinden uzak günümüz gençliği, kendi öz değerlerini hiçe sayarak batı toplumunun yaşam biçimine, Meryem, Mariaya, Elif, Elenaya, Hasan, Hansa, Cemil, Coniye özenti içerisine girmiş ve topluma açık mekanlarda, parkta,sokakta,hastane, pastane,tren vapur, yada sahilde, gözüne kestirdiği birini gördüğü zaman sanki bir ayakkabı alır gibi tam bana göre hayatımın erkeği yada hayatımın kızı gibi boş ve hormonlu hülyalara dalmıştır. Evlilik hayalinin ancak flört ile mümkün olacağını düşünerek elektrik almam gerekir, tanımadan asla olmaz gibi duygulara bezenerek, dini yaklaşımlardan uzak, özgür birey modeline endekslenmesinde yazılı ve görsel medyanın birkaç tuzu kuru meşhurların, sosyete ve magazin dünyasını takip edip, onlara özenmesi eğer ekonomik yönü sınırsızsa hatta dost hayatı yaşamayı özgür hareket etmeyi benimseyen, sevgiden yoksun çıkar birliktelikleri mutsuz ve huzursuz bir toplum meydana getirmektedir,bir şiirimde dile getirdiğim gibi...

Batıya özenme, özü çalıntı
Var olan ilimi, bizden alıntı
Açtığı yaralar bize kalıntı
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

İçinde Ara

“Her ne arar isen kendinde ara! ” Hacı Bektaşi Veli
Dışarda arayan bulamadı!
Her şeyin aslı içinde saklıdır!
Allah’ı mı arıyorsun kendi içinde ara!
“Küpte ne var ise dışına o sızar! ”, içine bak!
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Tapınma

“Ben sizin taptıklarınıza tapmam! ”

Tapınma: Tutku ile sevmek, bağlanmak!

Tapınmanın kişisel bir eylem olduğu ve kişinin kendi özgür tercihine göreceli olduğu söylenebilir! O halde kimse, kimsenin taptığına tapmak zorunda olamaz! İnanç ve din de kişinin kendi özgür tercihidir! Neye, nasıl inanacağına da kişi kendisi karar verir!
..

Devamını Oku
Leyla Gülsüren

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla
Ey iman edenler! (Biliniz ki) , hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! Tevbe sûresi:34

(Bu ayeti kerimin bazı tefsirlerini okudum ve dinledim. Bizler Müslümanlar olarak hepimiz kuranı kerimi anlamaya çalışmalıyız, ben haddimi aşmaktan korkuyorum, yanlış düşündü isem Allah’ın (cc) affına sığınırım. Ancak hem gördüğümü sandığım anlamı paylaşmamak bana bir vebal yükleyebilir endişesi, hem "bir ağaç rahmeti çekmez ama bir orman rahmeti çeker" kaidesi gereği, gördüğümü sandığım anlamı yazıyorum.

Ayrıca, Ayet tefsir etmek bilgi birikimi ve eğitim gerektirir, ben tefsir yapmaya kalkışmıyorum yalnızca okuduğum ayetten aldığım dersi yazıyorum.

..

Devamını Oku
İlyas Ateş

İnsanlara bakıyorum da dünya menfaati
Uğruna bir birlerini diri diri din diye
İslamiyet diye Alla hu Ekber diyerek
Yakıp yıkarak işkenceyle yok ediyorlar

Aslında onlar kendilerini yok ediyorlar
Allah böyle bir zulmü asla sevmez
..

Devamını Oku
Meral Yıldız Durmuş

Ne kul, ne komşu hakkı bilmezler
Arayıp sormazsan, halin sormazlar
Kendinden olmayana selam vermezler
Hizmete koşarlar(!) din tacirleri.

Mahalledeki açı, toku bilmezler
Evinde ekmeği yoku bilmezler
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Bu dünyada din her zaman olmuştur,
Dinsiz bir topluluk düşünülemez.
İnsanlar din ile hayat bulmuştur,
Dinsiz bir topluluk düşünülemez.

Dinsiz bir insanın yüreği dardır,
Dinsiz bir hayatın olması zordur.
..

Devamını Oku
Lavitabella

Sloganlaştı tekbir
Her provokasyonda Allahuekber
Dil ucunda türlü tekerleme
Odak noktası oldu din
Teğet geçilen bir araç kadar odaktı ancak
Zordu derinden bir din çekmek
..

Devamını Oku
Kazim Özdemir

Welat perîşan, milet belengaz
Li alîyek xoce, li alîyê din hecî bibaz
Xoce bû ye hîlekar, Hecî canbaz
Xoce bi kaxiz û nivişt, bû wek sêhirbaz

Hecî ji bo navê xwe diçe hicê
Xoce çav berdide jinê û keçê
..

Devamını Oku
Yunus Emre Çatal

Nice haytalar vardır Allah'u teala 'nın bahsettiği iman denizinde ''din din'' diye rablerine açılan,
Nice Allah dostları vardır o zalim kişilerin, o hiç kimselerin ulaşamadığı
Nice iman edenler vardır ki bizler gibi Allahu Tealayı, o rahmanı şah damarları kadar yakın hisseden kardeşlerimiz
Ve nice ümmetler vardır ki! Hz Muhammed (s.a.v) ahlakıyla yaşayan Allah'ın emirlerine uyan, ibadet eden samimiyetle
Riyadan, gıybetten, fitneden ve kibirden rahatsız olan Allah dostları
Haset etmeyen, isyandan kaçınan kardeşlerimin faziletlerine gıbta eden, kabullenemeyen isyandanda rahatsız olan Allah dostları
İyilere gıbta eden sevdiklerim
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Levh-i Mahfuz’daki Kuran

Levh-i mahfuz, kurana da kaynaklık etmiş ama kuran bu kaynaktan koparılmış. Bu nedenle insanlar eski öğretilere saplandı.

Kainat kitabı derim ben levh-i mahfuz’a; kainat, evren okunur aslında. Tüm bilimler evrenden çıkar, evreni okur! Matematik, felsefe, tıp, astronomi, kimya, fizik gibi ilimler evreni okur! Hani “Tüm ilimleri bilenlerce tefsir edilsin kuran” denmiş, zamanında! İşte bu ona benzer. İlimlerden bağımsız tefsir olmaz. Her müstait kendi tefsirini yapmalı aslında, bu ortak bir data oluşturur. Sınır koyulmaz ise anlayışa, sınırsız olan kuranın da anlayışı sınırlanmamış olur; yoksa eski zaman nakillerine kurban edilir muhteşem bir kaynak…

“İslam dini'nde kader olarak isimlendirilen, geçmiş ve gelecek tüm olaylar ve varlıklar Allah katında bulunan Levh-i Mahfuz'da yazılı bulunmaktadır. İbn-i Kemal'e göre, Levh-i mahfuz, korunmuş levha demektir. Olmuş ve olacak her şeyin yazılı olduğu kitap anlamındadır. Melekler, Levh-i Mahfûz'u görürler.
..

Devamını Oku
Ahmet Karakılıç

Dini sembolde arama
Ne haçta ne de hilalde
Değil Davut yıldızında
Din insanın tam kalbinde

Aldatmasın kıyafetler
Saçlar sakallar duruşlar
..

Devamını Oku
İhsan Şahin

Dinciler Müslümana benzemiyor ne dersin


İsterseniz buyurun birer birer sayalım
Din adına dinsizler çoğalıyor ne dersin
Dinci ile dindarı yan yana bir koyalım
Dinciler müslümana benzemiyor ne dersin
..

Devamını Oku
Tayfun Gökhan Soytan

Yok kardeş bu insanlık değil, bu din bizim bildiğimiz değil,
Esirgeyen, bağışlayan adıyla cinayetler işlemek,
Her kelleden sonra tekbir getirmek,
Düşman gördüğün birinin, kalbini yerinden çıkarmak,
Gözlerini oymak, Kadınlara haktır deyip tecavüz etmek,
Yok kardeş bu insanlık değil, bu din bizim bildiğimiz değil,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Dosdoğru din İslam’dır başka da din aramam,
Vahiy yalnız Kur’an’dır masallara aldanmam…

İnsanlığın sözleri kâh yanılır kâh tutar,
Rab’bimizin her sözü bir kusursuzluk kadar…

Çünkü vahiyle indi vahiyle indirildi,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Bir can katledilirken, nefis nasıl zevk duyar?
Mantık algılamıyor, hasta mıdır bu ruhlar?

Merhamet emredilmiş, din mi anlatılmıyor?
Dindeki vicdan, ahlak, yetersiz mi kalıyor?

Sorun ki bunlar değil, din eksiksiz ve tamdır,
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

İşin Rengi Değişir

Bütün dinler ve kutsal kitaplar tek kişinin beyanıdır. Bu kişilerin ikinci bir şahidi yoktur. "Allah'tan getirdim! " ya da "Allah yolladı! ” derler! Bunu halk kabul ederse din ve kutsal kitap oluşur! Kendisine hiç kimsenin tabi olmadığı peygamberlerin de olduğunu bazı alimler söyler! Mesele inandırma meselesidir!

Ben ise diyorum ki "İnanma bil! " yani gerçeği bizzat kendin ara! Nakledilen bilgilerin, eksiltilip-artırıldığını zaten söylüyorlar ki; bu nedenle yenilendi durdu dinler ve kitaplar. Yenilenme gerekçesi; eksiltilip, ilaveler yapılması zaten. Şunu unutmayın; tek kişiye ulaşılır sonuçta kaynak olarak!

Hukukta ise tek kişinin beyanı bir diğerini mahkum edemez! İki eşit insanın beyanları da eşittir! Bu nedenle din alanında ayrıcalık söz konusudur! Yani dini getiren kişinin, seçilmiş kişi ya da seçilmiş ırktan olması bu eşitliği bozacak ve tek kişi beyanıyla toplum şekillenecektir! Bu konu inanç olduğundan bireye karışılmaz ama sorun çıkması şundandır. Tek kişinin beyanıyla toplumdaki diğer kişiler de mahkum edilmeye kalkışılır. İşte o zaman işin rengi değişir!
..

Devamını Oku
Mustafa Tan

İnsan'sız din din'siz insan olmaz
..

Devamını Oku
İlyas Ateş

Bırakın şu din iman ile mezhebi
Hakkın din iman ile mezhebimi var
Nerede din iman mezhepler varsa
Orada adalet huzur görmedim
***
Bırak ağalığı bırak beyliği
Eğer inanırsan sen yap iyiliği
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bu hal Tevrat inanırları ile başlamıştır. Bir pagan Sezar iken Konstantin, iktidar olunca güya Hıristiyan birliğini, imparatorluk birliğine çevirmek için, dini toplumsal yaşamın temeline yerleştirdi. İktidar oluşla monoteist anlayış zulmü zirveye taşıdı. Bir kere, erkin gücü, kilise ile imparator arasında paylaşılamadığından, ilk önce, birlik buralardaki çatışmalardan dolayı da sağlanamıyordu.

Başlangıçta pagan Ya da payen Roma'nın, Hıristiyanlara bakışı şöyle idi: Hıristiyanlığa tahammülsüz, hoşgörüsüz, olmalarından ve tek kurtuluşçu anlayışın kendileri olmaları vs. hesabı ile Hıristiyanlara, (dinsizlik aşılıyorlar diye) işkence ve zulüm yaptılar. Konstantin’le birlikte iktidar olan Hıristiyanlık, iktidara geçince payenlere zulüm ve işkence uyguladılar. Adeta tam bir hoşgörüsüzlük abidesi sergilendi. Kendisini mutlak kurtuluşçu din ilan eden Hıristiyanlık, rakipleri öldürerek düşünmekten kurtarıyordu!

Hoşgörüsüzlük bununla kalsa iyi! Ortodokslar sapkınlara zulüm ederlerdi. Alev alev odun yığınları üstünde kadın erkek yakılırdı. Yakılan sapkınlık aslında özgür düşünce idi. Farklı inançtan müminlerle ve aynı inançtan olupta, farklı düşünen müminler, kişisel fikirler yakılıyordu. Nasıl Hıristiyanlığa inanmak özgür düşünce ise, inanmamakta özgür düşünce idi. Ama monoteist anlayış insanları yakıyordu. Hem de kendi mümkünlüğünü sağlamaya muktedir Tanrı adına!

Katolikler de Protestanları yakıyordu. Bu son iki olay, ilki ortodoksların güya sapkınları! Yakması; katolik ve Protestanların da, bir birini yakması, monoteist anlayışların doğal olarak ikileşip çoklaşması, plürallaşmasıdır. Kendi kendinin, mümin evlatlarını yemesidir. Hoş evladı olmayan anlayışları da, yemesi gerekmiyordu ya...
..

Devamını Oku