…
Seni sensizliğe bağlayan geceye sıraladığım lanetler,
Gözle görülmemiş, ayak basılmamış bir yere giderken ben
Arkamdan mendil sallayacak bir el bile yokken
Peşimi bırakmıyor.
Terk etmek istesem, attığım tokat hafif. Kaçmak istesem, adımlarım ağır
Sırtımı dönüyorum denize ilk defa…
Gözyaşımın tuzu, yarışacak kadar güçlü değil artık…
Ben pes ettim.
BANA BİR DUBLE YALNIZLIK VER SAKİ
SEK OLSUN
ACI ACI KARIŞSIN DAMARLARIMA
ÖNCE BEYNİMDEKİ DÜŞÜNCELERİ
SONRA YÜREĞİMDEKİ ÖLÜ SEVDALAR ŞEHRİNİ YIKSIN
Bana bir duble yalnızlık ver saki
Çok kez düştük çıkmazlara
Ne ışık vardı yolun sonunda ne bir umut kırıntısı
Süslü cümleler ardına gizlenen şair müsvettelerinin
O ziyanlık hayatlarından birer parça yapıştı üzerimize
Sıyırdık yepyeni sevda sözleriyle attık üzerimizden
Adam gibi sevmek vardı işin sırrında
Çok sakin bir kopuş olmalı gözlerde
Bir damla tuza karışmalı bütün hikaye
Hiçbir acının ayrılık kadar yakmayacağını bilmeli mesela.
Sevda zihnin can yangınlarında bir garip martı havalanışıdır.
Tutunabilmeli gökyüzüne.
Bir sönük yıldızın kuyruğundan dahi olsa…
Başından ve sonundan emin olduğum bir yol.
Ortaları meçhul.
Herkes bir isim takmış kendince
Kimi ‘’ızdırap’’ demiş, kimi ‘’çok bayat’’
Genellemeye vurunca çıkan sonuç ‘’hayat’’
Önemliydi, aslında en önemli sayıydı dört.
Düşündükçe çoğalıyor gece,
Artıyor sessizlik...
Düşündükçe boğuyor yalnızlık.
Tutacak bir el yoksunluğu
Tutup boğazımdan
Silkeliyor beni hayattan.
-
Tutsak insanlardan çaldığım bir tutam umutla çıksam karşına,
Affeder misin?
Affetme aslında.
Kurtulmuşluğa sevinmeliyim.
Esirindim.
Çık gel
Neredeysen çık gel.
Yalnızlığın garında hiç gelmeyecek bir treni
Bekleyen değilim ki ben
Ben loş ışığa tahammül edemezken
Sen şimdi arkamdan bakakal.
Otobüsün camı öyle pis ki,
Görülmüyor bırakılan yürekler.
Ve seni sevmeyi bir yazı sayıyorsan,
Bir karşılık yazmalı.
Yozlaşmanın matkabı,
Dilara Hanım.. Sizin Şiirlerinizi çok beğeniyorum Seslendiriyorum YOZGATFM programcıyım..Size Ulaşmaya Çalışıyorum ama....