Kaşları kemandır gözler süzülür
Seni gören lalların dili çözülür
Yere göğe güzel adın yazılır
Kutnu kumaşından bir nakış ile
Dillerin şerbettir gözlerin çakıl
Kahkülleri bölük bölük bölünmüş
Bir kırmızı gülün dalları gibi
Bu gülün uğrunda çokça ölünmüş
Renkleri kanımın alları gibi
O güzel kalbimi aşk ile demliyor
Sen kopardın içimde fırtınayı
Sen doğurdun bana güneşi, ayı
Kaşların andırır kemanı, yayı
Bakışın ateştir, gülüşün bir giz
Dibi delikse bir leğen dolamaz
Bir tanesin, dünyada yok emsalin
Sözlerin andırır tadını balın
Dokunduğuna şifa verir elin
Doğaya meydan okur gül yüzün
Yanağın gülistan, gözlerin yıldız
Düşmanım oldu neşe ile uyku
Ben de bu dertlere düştüm düşeli
Yüz bin güneş gibi vuruyor şavkı
Güneş ışık vermez seni göreli
Seni düşünmekten uyku tutmuyor
Kalbime dokudu bir ince nakış
Eli iğne miydi iplik mi tığ mı
Dünyamı salladı o keskin bakış
Zelzele miydi volkan mıydı çığ mı
Gurbet ellerde düştüm ahu zara
Bıkmışım artık şu aşkın derdinden
Bakmışım çok güzellerin ardından
Bir emlik kuzu misali yurdundan
Ayrılmış gönlüm gurbet ele düşmüş
Seyrettim güzelleri güneş gibi
Yüzüne sanki desenler dokunmuş
İnce ince kalbime değer böyle
Güzel adın minarede okunmuş
Zikrettikçe rahmet yağar böyle
Kalbim bir ince dal gibi kuruyor
Bir güzelin kaşı kara olmalı
Kaşı kara değilse güzel demem
Meydanda eda ile salınmalı
Keklik gibi sekmezse güzel demem
Kara göz kara kaşa dost olacak
Benim sevdiğim güzeller amiri
Emrindeyim yarimin ölene dek
Bir bakışıyla eritir demiri
Güneş doğmaz bana o gülene dek
Seni göremezsem göğsüm daralır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!