Bileşenler:
IV. İÇERİ
V.İçin içine
Yerin iç yapısı (kabaca)
Dünya, kalınlık, yoğunluk ve sıcaklıkları farklı, iç içe geçmiş çeşitli katmanlardan oluşmuştur. Bu katmanların özellikleri hakkında bilgi edinilirken deprem dalgalarından yararlanılır.
Çekirdek
Manto
Taşküre (Litosfer)
Deprem Dalgaları
Deprem dalgaları farklı dalga boylarını göstermektedir. Deprem dalgaları yoğun tabakalardan geçerken dalga boyları küçülür, titreşim sayısı artar. Yoğunluğu az olan tabakalarda ise dalga boyu uzar, titreşim sayısı azalır.
Çekirdek:
Yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya’nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120-2890 km’ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371-5150 km’ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel karışımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım ergimiş haldedir.
Manto
Litosfer ile çekirdek arasındaki katmandır. 100-2890 km’ler arasında bulunan mantonun yoğunluğu 3,3-5,5 g/cm3 sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum, nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür.
Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler
Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur.
Taşküre (Litosfer)
Mantonun üstünde yer alan ve yeryüzüne kadar uzanan katmandır.
Kalınlığı ortalama 100 km’dir.
Taşküre’nin ortalama 35 km’lik üst bölümüne yerkabuğu denir.
Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir.
Yerkabuğunun altındaki bölüme ise silisyum ve magnezyumdan oluştuğu için sima denir.
Sial, okyanus tabanlarında incelir yer yer kaybolur.
Örneğin Büyük Okyanus tabanının bazı bölümlerinde sial görülmez.
Yeryüzünden yerin derinliklerine inildikçe 33 m’de bir sıcaklık 1 °C artar. Buna jeoterm basamağı denir.
-
Yerkabuğunu Oluşturan Taşlar
Yerkabuğunu Oluşturan Taşlar
Yerkabuğunun ana malzemesi taşlardır. Çeşitli minerallerden ve organik maddelerden oluşan katı, doğal maddelere taş ya da kayaç denir. Yer üstünde ve içinde bulunan tüm taşların kökeni magmadır. Ancak bu taşların bir kısmı bazı olaylar sonucu değişik özellikler kazanarak çeşitli adlar almıştır. Oluşumlarına göre taşlar üç grupta toplanır.
Püskürük (Volkanik) Taşlar
Tortul Taşlar
Başkalaşmış (Metamorfik) Taşlar
UYARI: Tortul taşları, püskürük ve başkalaşmış taşlardan ayıran en önemli özellik fosil içermeleridir.
Püskürük (Volkanik) Taşlar
Magmanın yeryüzünde ya da yeryüzüne yakın yerlerde soğumasıyla oluşan taşlardır.
Katılaşım taşları adı da verilen püskürük taşlar magmanın soğuduğu yere göre iki gruba ayrılır.
§ Dış Püskürük Taşlar
§ İç Püskürük Taşlar
Dış Püskürük Taşlar
Magmanın yeryüzüne çıkıp, yeryüzünde soğumasıyla oluşan taşlardır. Soğumaları kısa sürede gerçekleştiği için Küçük kristalli olurlar. Dış püskürük taşların en tanınmış örnekleri bazalt, andezit, obsidyen ve volkanik tüftür.
Bazalt: Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir. Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.
Andezit: Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.
Obsidyen (Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.
Volkanik Tüf: Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.
İç Püskürük Taşlar
Magmanın yeryüzünün derinliklerinde soğuyup, katılaşmasıyla oluşan taşlardır. Soğuma yavaş olduğundan iç püskürükler iri kristalli olurlar. İç püskürük taşların en tanınmış örnekleri granit, siyenit ve diyorittir.
Granit: İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.
Siyenit: Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.
Diyorit: Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır. İri taneli olanları, ince tanelilere göre daha kolay dağılır.
Tortul Taşlar
Denizlerde, göllerde ve çukur yerlerde meydana gelen tortulanma ve çökelmelerle oluşan taşlardır. Tortul taşların yaşı içerdikleri fosillerle belirlenir. Tortul taşlar, tortullanmanın çeşidine göre 3 gruba ayrılır.
Kimyasal Tortul Taşlar
Organik Tortul Taşlar
Fiziksel Tortul Taşlar
Fosil: Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil denir.
Kimyasal Tortul Taşlar
Suda erime özelliğine sahip taşların suda eriyerek başka alanlara taşınıp tortulanması ile oluşur. Kimyasal tortul taşların en tanınmış örnekleri jips, traverten, kireç taşı (kalker) , çakmaktaşı (silex) ’dır.
Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir.
Traverten: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır.
Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur. Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır.
Organik Tortul Taşlar
Bitki ya da hayvan kalıntılarının belli ortamlarda birikmesi ve zamanla taşlaşması sonucu oluşur. Organik tortul taşların en tanınmış örnekleri mercan kalkeri, tebeşir ve kömürdür.
Mercan Kalkeri: Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz, sıcak ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir.
Tebeşir: Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina) ’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.
Kömür: Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar. C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını alır.
Fiziksel (Mekanik) Tortul Taşlar
Akarsuların, rüzgarların ve buzulların, taşlardan kopardıkları parçacıkların çökelip, birikmesi ile oluşur.
Fiziksel (mekanik) tortul taşların en tanınmış örnekleri kiltaşı (şist) , kumtaşı (gre) ve çakıltaşı (konglomera) ’dır.
Kiltaşı (Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.
Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur.
Başkalaşmış (Metamorfik) Taşlar:
Tortul ve püskürük taşların, yüksek sıcaklık ve basınç altında başkalaşıma uğraması sonucu oluşan taşlardır. Başkalaşmış taşların en tanınmış örnekleri mermer, gnays ve filattır.
Mermer: Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Gnays: Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Filat: Kiltaşının (şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.
Yeraltı Zenginliklerinin Oluşumu
Yerkabuğunun yapısı ve geçirmiş olduğu evrelerle yer altı zenginlikleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Yer altı zenginliklerinin oluşumu 3 grupta toplanır:
Volkanik olaylara bağlı olanlar; Krom, kurşun, demir, nikel, pirit ve manganez gibi madenler magmada erimiş haldedir.
Organik tortulanmaya bağlı olanlar; Taş kömürü, linyit ve petrol oluşumu.
Kimyasal tortulanmaya bağlı olanlar; Kayatuzu, jips, kalker, borasit ve potas yataklarının oluşumu.
-
Jeoloji ve alt dalları
JEOLOJİ
Jeoloji: Yeryuvarının yapılışını ve yeryüzünde meydana gelen fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişmelerin geçmişini araştıran bir ilimdir. Jeoloji geniş anlamda yeryuvarının dar anlamda da yerkabuğunun oluşumu, özellikleri ve evrimini inceler. Jeoloji Yunanca geo: yer ve logos: bilim kelimelerinden alınmış bir isimdir.
Jeoloji; yeraltısularının aranması, baraj, tünel, yol gibi yapılar ile çevre ile ilgili alanlar ve maden, kömür, petrol gibi yer altı servetlerinin bulunması ve işletilmesi konusunda da yararlanılmaktadır.
Jeolojinin anabilim dalları: Genel Jeoloji, mineraloji-petrografi, maden yatakları-jeokimya ve uygulamalı jeolojidir.
Genel Jeoloji: İç ve dış kuvvetlerin etkisi altında yerkabuğunda meydana gelen değişikliklerden ve kaya türlerinden bahseder. Jeolojik olaylar yerkabuğunun yapısını ve görünümünü sürekli olarak değiştirirler. Bu değişiklikler; ısı, yerçekimi ve radyoaktivite gibi yerin enerji kaynaklarından ve güneş enerjisinden kaynaklanan yağış, rüzgar, sıcaklık, akarsu ve buzullar gibi etkenlerle meydana gelir. Yapısal jeoloji, tektonik, stratigrafi, paleontoloji
Mineraloji; Yerkabuğunda bulunan çeşitli minerallerin tariflerini ve sınıflamalarını yapan; kristal yapılarını, fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceleyen, nasıl başka minerallere dönüştüklerini anlatan bilimdir.
Petrografi; Yerkabuğunda bulunan ve minerallerin birleşmesinden meydana gelmiş olan taşların, meydana geliş sebeplerini araştıran, sınıflamalarının yapan bir ilimdir.
Uygulamalı jeoloji; Yeraltısuyu, çevre ve kent jeolojisi, mühendislik yapıları, zemin özellikleri, yapı malzemesi, petrol, kömür konuları ile ilgilenir.
-
Dünyanın kimyasal yapısı
YERYUVARININ KİMYASAL YAPISI
Dünyanın kimyasal yapısı merkezinden yeryüzüne doğru değişiklikler göstermektedir. Yerin kimyasal bileşimi çoğunlukla Manto ve çekirdeğin bileşiminden oluşur. Çekirdeğin çoğunlukla demirden ve buna az miktarda (%10) karışan Ni, C,Si ve S gibi hafif elementlerden oluştuğu kabul edilmektedir.
Mantonun bileşiminde Mg ve Fe’in silikatları ve oksitleri ile bunlara ikincil olarak katılan Al, Ca,Na,K ve benzerlerinin silikat ve oksitleri yeralmaktadır. Mantonun çekirdeğe nazaran en belirgin özelliği, manto bileşiminde oksijen oranının yüksek oluşudur.
Yerkabuğunun bileşimi hakkında daha çok ve daha kesin bilgiler vardır. Yer kabuğunun kütlesi manto kütlesinin yaklaşık olarak % 0.6’sı kadar olmasına rağmen, kabukta U, Ba,Rb ve az da olsa Sr mantoya göre dehe fazladır. Kıtasal kabuğun ortalama bileşimi granitik değil ara bileşimlidir. Okyanus tabanlarında ince bir sediment örtü altındaki okyanusal kabuğun kimyasal –mineralojik bileşim ise, kıtasal kabuğun bileşiminden oldukça farklıdır.
Elementler Jeokimyasal sınıflandırma yöntemlerine göre Goldschmidt tarafından üç grupta toplanmıştır.
1-Siderofil Elementler: Bunlar metalik demirle birlikte bulunma eğilimi gösteren, atomik özelliği nedeniyle diğer elementlerle kimyasal bileşimler yapmaya elverişli olmayan, nabit metal halinde elementlerdir. Başlıca örnekleri; Fe, Co, Ni, Pt, Au, Mo, Sn,C, P, Ge,Os’dir. Bunlar daha çok yerin çekirdeğinde bulunurlar.
2-Kalkofil Elementler: Bunlar, kükürtle kolayca birleşme eğilimi gösteren, kükürde karşı kimyasal yakınlığı olan elementlerdir. Genellikle sülfürleri meydana getirirler ve en çok yerin manto kısmında bulunurlar. Başlıca örnekleri; S, Zn, Pb, As, Sb, Bi, Ag, Hg ve Cd’dir.
3-Litofil Elementler: Bunlar oksijenle kolayca birleşme eğilimi gösteren, oksijene karşı kimyasal yakınlığı fazla olan elementlerdir. Çoğunlukla oksitleri ve silikatları meydana getirirler ve en çok yer kabuğunun bileşimine katılırlar. Başlıca örnekleri O, Si, Al, Fe, Mg, Na, K, Li, Ca, Mn, Sr, Ba, Ti, W, Cr, Zr, F, Rb, Be
-
DÜNYANIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
Dünya kutuplarından hafif basık olan bir küre şeklindedir. Çapı; Ekvatorda 12 756 km, kutuplar arasında 12 712 km’dir. Hacmi; 1 083 260 km3, kütlesi 6.1 x1024 kg’dır.
Dünyanın Yoğunluğu: Yoğunlukları bakımından dünyayı meydana getiren barisfer, çekirdek zarfları, sima ve sial farklı değerler göstermektedir. Barisferin yoğunluğu diğer zarflardan fazladır. Dünyanın derinliklerindeki yoğunluk farklılaşması merkezden yeryüzüne doğru azalarak devam etmektedir. Dünyanın ortalama yoğunluğu 5.52 dir.
Yeriçinin sıcaklığı: Yerin sıcaklığı yaklaşık olarak 30 m derinlikte hissedilmeye başlar ve buradan sonra derinlere inildikçe sıcaklık artar. Maden ocaklarında tünel ve petrol kuyularında bu sıcaklık en iyi şekilde hissedilir.
Yeryuvarı bir ısı makinesi gibidir. Yerin iç kısmından yeryüzüne doğru sürekli bir ısı akımı (ısı akışı) vardır. Yeriçindeki ısı, güneşten gelen ısıya kıyasla az olmasına rağmen, birçok volkanlar, depremler ve dağ oluşumu için gerekli enerjinin kaynağını meydana getirir. Yeryuvarının litosfer ve üst manto bölgesindeki yüksek radyoaktivite ile daha derinlerde etken olan gravitasyon enerjisinin termal enerjiye dönüşümü, yeriçi ısısının ve sıcaklığının başlıca kaynaklarıdır.
En çok rastlanan mağmatik kayaçlardaki radyoaktif ısı üretimi, bunların içerdikleri radiojenik Uranyum, Toryum ve Potasyumun miktarlarına göre değişmektedir. En fazla radyoaktif element içeren granit ve granitik kayaç grupları en çok ısı üretirler.
Günlük yaşantımızda yer ısısının farkında olmayışımızın nedeni, yer kabuğunun ısı iletkenliğinin düşük olması, ısının yeryüzüne çok yavaş gelmesidir.
Dünyanın merkezine doğru inildikçe ısı devamlı olarak artar. Yerin sıcaklığının 1 C0 artması için inilmesi gereken derinlik her bölgede aynı değildir. Yaklaşık olarak her 33 mde yerin sıcaklığı 1 C0 artar. Buna Jeotermik gradyan denir.
Yerin içinden yeryüzüne doğru akan ısı enerjisine yerin ısı akısı denir. Bunun değeri jeotermik gradyana bağlı olduğu gibi, ısının içinden geçtiği kayaç kütlesinin ısı iletkenliğine bağlıdır.
Jeotermik derece; ısının bir derece yükselmesi için bilinmesi gereken derinlik olup, ortalama 300 m’dir. Yer ısısı derecesine aşağıdaki faktörler etki eder.
• Geçilen tabakanın iletkenliği veya yalıtkanlığı
• Kayaçların cinsleri
• Tabakaların Şistozite dereceleri
• Bölgede volkanik faaliyetin olup olmadığı
• Radyoaktif minerallerin yokluğu yada varlığı
Yerçekimi ve İzostasi; Serbestçe salınım yapan bir sarkacın sürekli hareketi, boşluğa bırakılan veya havaya fırlatılan bir cismin yeryüzüne düşmesi, yeryuvarının bir çekim kuvvetine sahip olduğunun açık belirtileridir.
Yerçekimi değeri, çekim kuvvetinin ivmesi ile belirtilir ve g ile gösterilir. Yeryuvarı geometrik olarak tam bir küre olmadığından, yerçekimi ivmesinin kutuplardaki değeri ekvatordaki değerinden fazladır. (Kutuplarda 983 gal, ekvatorda 978 gal)
Yeryüzünde bir noktadaki çekim kuvveti; bu noktanın yer merkezine olan uzaklığına, noktanın deniz seviyesine göre yüksekliğine ve noktayı çevreleyen maddelerin yoğunluğuna bağlı olarak değişir.
Yer kabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden farklı büyük parçaları arasındaki denge durumuna izostasi denir. Jeolojik olaylarla yerkürede birçok değişiklikler meydana gelir. Sedimantasyon, yer kabuğu hareketi ve mağmatik faaliyetler izostatik dengeyi bozar.
Dünyanın mıknatıslığı: Mıknatıslık özelliğinin büyük bir kısmı litosfere aittir. Litosfer yapısındaki minerallerin farklı mıknatıslanma kabiliyetinde olmaları, muhtelif litosfer bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerinin farklı olmasına sebep olmaktadır. Kuvars, kalsit, kayatuzu gibi mıknatıslanma kabiliyeti az olan (-0.001 gauss) diamagnetik minerallerin bulundukları litosfer bölgelerinde, magnetik alan şiddetleri azalır. Buna mukabil mıknatıslanma kabiliyetleri fazla olan (200-2000 Gauss) minerallein bulundukları bölgelerde ise, litosferin magnetik alan şiddeti artar. Dünyanın magnetik alan şiddeti 0.5 gauss’tur. Mıknatıslanma kabiliyetleri fazla olan minerallere paramagnetik mineraller denir. Litosferin muhtelif bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerini magnetometre ile ölçmek mümkündür.
http://www.cografya.tv/yerin-iç-yapısı-c26.htm
24 kasım,
Akın AkçaKayıt Tarihi : 25.11.2007 12:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!