en berrak sularında büyüttüğüm sevgi gülleri
mavi bulutların altında
güllerin dalında çiğ taneleri
sabah güzelliğinde
yeni güne merhaba diyor
ey yar!
elimde kızıl güller
kızıl gün batımında
döksem ak gerdanına kızıl yaprakları
ıslatsak dudaklarımızı kızıl şarapla
karın beyaza boyadığı Ankara akşamında
sen susarsın
dilsiz sanırlar
oysa bazen
yürek çarpıntısının sesi
sevdaya dairdir
dağların ardına düşen güneş
bahar gelirken yağmurla, gecenin ıssızlığında
ve karanlığında elimi uzatıyorum.
saçlarını okşuyorum.
usulca denizden geçen geçen gemiler gibi
elimi uzatıyorum
Ankara'nın sessiz gecesinde
bahar gözlüm ben seni,
ankara'nın ayaz gecelerinde sevdim.
bahar gözlüm ben seni,
kızılay meydanında
biber gazlı direniş günlerinde sevdim.
bahar gözlüm ben seni,
bahar tazelik demek körpe kuzuların
taze çayırlarda koşuşturması demek
bahar pembe açan elma ağacının
dalları sarması demek
bahar yine yeniden
umutları yeşertmesi demek
Kızılay Örnek otobüsüne binelim yarim
şairin dediği ''göğe bakma durağında'' inelim
sen dökülen üzüm yaprağına bak,
ben sana bakayım yarim
filizkıran fırtınası
henüz dalında çürüyen elmayı
dökmeden önce,
yani
henüz dağlarda karlar eriyip
kızılırmak’a kavuşmadan önce
Aşk-ı ateşe düştün mü?
Bedenin değil yüreğin harlanır
Yanar yüreğin anlatamazsın
Gözlerinin içine bakamazsın
Gözleri yüreğine aynadır
Yakar aşk-ı ateş ile
Beserek dağında gezer develeri
İsmin alır Veysel Karani'den
Ortaköy'den, Hüyük'ten, Mescit'ten
Ünün yayılır ilaç beldesi Emlek'den
Gönül gözün ile dillendirirsin sazını
Sivas, Şarkışla, Sivrilan-Söbelan köyün




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!