yaşamın sana dayattığı zor vakitlerde
temmuz sıcağında bunaldığın anlarda
bırakıp gidesin gelir
ikiyüzlülüğün keyif çattığı yerlerden
ve bir gün biri çıkar gelir, gülümsemesiyle
serinletir yüreğini darda kaldığını unutursun
sonbahar renkleri anadolumun dağlarında
ovalarında alabildiğine saçılmışken
gökyüzünün mavisiyle bir senfonidir
kıskandırır güzelleri bile
sonbaharın ahengi ile dans eder
dalgalarla takalar
merhaba hüznün kızı
gözlerin ıslak geçmiş günler ağıdı
saçların kapatmış gözlerindeki acının bakışını
özledim bir edirne akşamı gelişin gibi
zamana yenik akrep ve yelkovanın atımlarında
yıllar geçmiş
düşünceler denizinde bir liman aradım
kalabalık şehirde yalnız kaldım
rüzgarlı ve yağmurlu bir akşamda
saatler ilerliyor
bir başka güne emanet ediyor dakikaları yaşam
hasretler kocaman kocaman
denizin öte yakasında
dalgalar vuruken kıyıya
yüreğimin çeperleri daralıyor
uzaklardasın
kahramanlık öykülerinin anlatıldığı topraklardan
kokun rüzgarla seni bana getirir
çocukluğumun grenlerine yol alıyorum
çınarların savrulan yaprakları
rüzgara karışıp geçmişimle buluşturuyor
kumrular sokağı adımlarken
ağır ağır geçiyorum
geçmişte uzun ve geniş gelen soakak
iki gözüm iki çesme
ağlamak yeni bir yıla girerken
yaşadığını bilmektir geçmişe inat
umutlara yelken alan bir gemi
ne fırtına dinler ne de rüzgarsız deniz
iki gözüm iki çesme
Çizgiler dilersen şekil olur desen olur
Sözler ay ışığında gece karanlığında
Şafak sökerken güneş doğanda şiir olur
Lambalar aydınlatırsa boş yolları
Sevgililer dolaşsın diye
Gökyüzünde yıldızlar atmışsa
güneşin
başakları sarıya çaldığı zamanlarda geçiyorum
kızılırmak üzerinden
kopuyor yüreğim
başaklara akıyor gözyaşım uzayan yolda
elma dağı tırmanan otobüsün uğultusunda
o baharda sevginin en güzelini
vatan sevdası için haykırmıştık
gökyüzüne savrulurken yumruklarımız
bağımsız Türkiye haykırışları rüzgara karışırdı
o baharda gençlik ateşimizle yanıyordu
ülkenin dört bir yanı kırmızı karanfil beyaz zambak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!