nisan yağmurunda
ıslanırsın üşümezsin
filiz kıran fırtınası eser
üşümezsin de
aşk yağmurunda ıslanır
üşür yüreğin
mevsimlerden sonbahar
dışarıda soğuk
alıp başımı çıkıyorum sokaklara
sakin ve yıldızlı bir geceyi dolduran
sevgi sözcükleri yüreğimde
dilimde hatırla sevgili
Akşam çöker yollara vururum kendimi
Sokaklar uzun
Lambalar aydınlatır ıslak geceyi
Hız alır yüreğim kilometrelere
Yüreğimin götürdüğü yere giderim
Yollar boyu kesik çizgiler
merhaba diyebilmek
baharla gelen rüzgara
merhaba diyebilmek
dalda açan çiçeğe
merhaba diyebilmek
serçe kanadında taşınan umuda
onyedi yıl geçmiş
sivas alazının üzerinden
bir türkü duysam dolar gözlerim
antalya kaleiçinde
temmuzun sekizinde
dinlediğim türküde
Kar yağar ağaçlar bürünür beyaza
Hüzün çöker yüreğime
Çatılara serpilen kar taneleri savrulur esen rüzgarla
Ürperir bedenim kaşkolla sararım yüzümü
Sokaktan geçen çocuklar gelir akılıma
Kağıt mendil satan
Yüreğimden,
yağmur damlalarının
silemediği adını
gözyaşlarım sildi
Dudağına kelam edeyim
Geçmiş zaman hikayesiyle
Karacaoğlan olsam elif deyi
Mecnun olsam leyla deyi inlerim
Kerem olsam aslı deyi yanarım
Geçmiş zaman hikayesiyle
yürek yarasına
başka bir yürek mi
merhem olur
yürek yarasına
geçen zamanın bıraktığı tortu mu
yele versem tortuyu
dağıt saçını güzel, meriç ıslatsın
gün batımında nehir kenarında
yolculuğa çık yüreği kırık balıkçının kayığıyla
gün batar çingene raks eder söğütlükte
bir yudum şarap dökülür dudaklardan
kılarnet bir balkan ezgisi çalar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!