Aşındırılmış bir asfalt kokuyor burnuma,
İçimden yanına yolculuk var yine.
Peki ya sen,
Kimi istikamet tuttun kendine?
Seni bulamıyorum, yoksun yerinde,
Yoksun ve yine yalnızlığı dost edindim kendime.
Adım adım geldim bu zamana,
Hayatın merdivenlerini tek tek çıktım.
Hâlâ onlarca hüzün bekliyor beni orada,
Menzil demek, hüzün demektir;
Allah ile kul arasında..
Sabaha karşı saat yokluğunu beş geçiyor,
Hava sıcak ama,
Mesafeler soğuk..
Burada mevsim hiç değişmiyor,
Hep sonbahar var,
Ve gidenler,
Ve kalanlar,
Ve bitmeyen yolculuklar.
Merak ediyorum,
Artık, mutluluk, sözlerini anlamadığım yabancı bir şarkıya konu oluyormuş sadece;
Nerede ve ne zaman var, belli değil, bilmiyorum..
Gözlerimden renksiz kanıyorum ayrılığı,
Bir dokunsan,
Çıldıracak yalnızlığım..
- Cem Kamalı
İçim, kuytuda kalmış yalnızlar ülkesi,
Derinlerde bir yerde duruyor karanlığım.
İşte yine göründü ufuk çizgisi,
İlk yaprağı düşüyor yine sonbaharın.
Soğuk vurunca gözlerinden içeriye,
Avuçlarım, bugün daha bir derinden kanar.
Sitemkar olmak neye yarar,
Ve neye yarar içime kapanmalarım.
Susmalarım, ağlamalarım.
Gelipte, içimi yiyip bitiren bir şey var.
Şimdi, onu bilsem neye yarar,
Yâr gider, can eksilir.
Gün gelir, biter muktedir.
Yârsız can olmaz,
Umut tükenir, can tükenir..
- Cem Kamalı
Yazmak, ince bir hazırlık gerektiriyormuş,
Saygı ile selâmlamak lazımmış önce kelimeleri ve aklı.
Kalbini, görebileceğin ve rahat bir yere oturtup,
Düşüncelerini gözlerine bırakıp,
Biraz izlemek gerekiyormuş o kefene benzeyen kağıdı.
Kefenin cebi yok ama,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!