Dur durak bilmez aşklar,
Toprağıma düşen ham meyvalar,
Yıkana kadar uğraşacaklar anladım,
Yürekten gidecek sevinç çığlıkları,
Düşman edecekler herkese,
Bir şair sana aşık olmuşsa ki
Hiç düşünme.
Bir lokma aşk ver,
Ve gözlerini kapat.
Cebinde metelik yoksa da
Bulursun kendini,
Aşkın kaç kahve eder ki!
Gecenin karanlığı dokundukça,
İçesi gelir insanın.
Yokluğun daha kaç gece eder ki!
Canı yandıkça,
Sövesi gelir insanın.
İnsanları tavırlarınızla,mutsuzken mutlu insan rollerine mecbur kılmayın.
Dert anlatıp paylaşan,üzülen insana GÜÇSÜZ,
Sorunsuzmuş gibi maske takıp,
Kahkaha atan insana GÜÇLÜ etiketi basıyorsunuz ya.
Yapmayın.
İnsanlar iç dünyalarında ÖLÜMÜ tercih edecek kadar, çok mutsuz ve çok yalnız.
Dili sivri olanlar ile
Kalemi sivri olanlar
Acıtmıştır her zaman
Pembe patiklileri.
Bazen de sıkmıştır
Gevşekleri.
Uzun,uzun seyrettiğim mendirekler,
Hani şu nereye baktığımı sorduğun yer,
Seninde bazı,bazı soluk aldığın mendirekler...
Bu gün beni davet ettiler.
Bir sen anlarsın beni birde mendirekler...
O kadar çaresiz ve perişanım ki,
Gidişler manasız değil tabi ki,
Ama ki gidip dolduracaksan bir kucağı,
Düşünmeyeceksin ardında bıraktığın kucağı.
Kim boynundan öpüyor,kim onunla kahve içiyor,
Kim saçlarını içine çekerek kokluyor.
Sıkıldım sana yazdığım şiirlerin arasında
Neler yapmak lazım bilemiyorum...
Senden mi yoksa şiirlerden mi,
Bilemiyorum yaşadığım şehirden mi...
Hangisinden uzaklaşmak,
Değişiklik çağrısı var,
Öyle utandırıcı, yargılayıcı bakma yüzüme,
Bedenime gelip yerleşen ecelsiz gidenleri,
Durduramıyorum! !
Susturamıyorum! !
Ruhuma yaralı ruhların bir bir acıları bulaşıyor,
Hepsi küfrediyor zalimlere,
Şarkılar lal nakaratlar felç bu akşam,
İçimde serseri bir vuslat sağı solu olmayan,
Oysa sokaklar davetkar aşk kokardı her akşam,
İçimde deli bir sevda gururu kör olan.
Ellerim zamana inat aheste,
Hayatınız ve şiirlerniz beni çok etkiledi sizi yeterince tanıdıgımı düşünüyorum zaten akıp giden zaman sizi unutturmaya yetmedi (UNUTULANLAR UNUTANLARI ASLA UNUTMAZLAR)
SAMET GÜRTAY