Aydınlığa uzaksan karanlığa mecburi
Değişecek yüzün, irkileceksin
Bakacaksın etrafına, titreyerek
Hani o eski gözlerim diyeceksin
Elaydı ve billûrî,
Değişecek yüzün
Hayal mi?
İnanırsan gül,
İnanmazssan kül olur...
Yaşarsın hayatı,
Akıp gider nehir gibi,
Dindi yıllardır esen bu ağustos meltemi
Ormanın kuytularından acı bir ses gelir
Susar kuşlar,derin bir sessizlik başlar o an
Muhabbet biter,ağaçlar ve yapraklar susar
Rüzgarı vurmuşlar duydum ki ayaklarından
Cennet çiçekleri açar gözlerinde
Bense bir masal kuşu olur
Konarım yapraklarına
Baktıkça bakasım gelir
Her an her saniye
Bir avuç umut ışığı
Bir parça deniz.
Biraz da aydınlık getirdim,
Karanlık düşüncelere
Sizde ister misiniz?
Anahtarımı evde unuttum
Aslında bir evi unuttum
Koşmayı unuttum artık
Geleciğimi unuttum
Bir el ararım hep, gök gürültüsünün
kupkuru bir dalın kırılışı gibi
Çıkardığı seste.
Aklımdan niceleri geçer de
Hiçbiri ısıtmaz soğuk ve yalnız gecelerimi.
Beton yığınına dönmüş şehirlerin
Bazı insanlar o kadar küçülürlerki gözde,,
Sevseniz, yarısı boşa gidecek, bilirsiniz.
Yokluğuna alışmaya çalışıyorum.
Bazen çekiliyorum bir köşeye,
Bakıyorum ki hayalin sarılmış geliyor gözyaşlarıma.
Durup izliyorum süzülüşünü yanaklarımdan.
Ne zaman üzülsem ve dolsa gözlerim,
Yine yetişiyorsun hayalinle bile.
Sana neler bıraktım
Gördün mü ?
Gittiğin yollara umutlarımı,
Avuçlarına gözlerimi...
Açsan şimdi ellerini,
Her şeyde sen.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!