Solduktan sonra açılan güller
mecmuası olur gözlerinin.
her turuncu bulut izi,
ellerinden hallice olduğu bende hissedilir.
bir gece söz olur dizilimi adın ile başlayan,
gözümden esirgediğim ilave yanlızlık.
Şarkının teması; Rus ruletiymiş gibi.
Önce okşayıp, sonra hatıralarından vuruyor mu?
Sade bir şehire dönen bu mevsim süreçleri,
sanada sıkıcılık sirayet etmiyor mu?
Bir 'şeyler onarır gibi sandığım,
kanayan bir duvar benimkisi.
Akşam üstü.
Yağmurlu sokakların parladığı.
Camı açık unutanların, parkelerinin şiştiği.
Ucu bucağı olmayan güneşlerin,
enine boyuna battığı denizlerin.
Kasvet sarmış bir yıldırım kesiği irade celb 'im.
Adaletsiz, merhametsiz ve yarım yamalak bir devir.
Bocaladığım irtifanın, paraşütsüz atlamış kolluk birimiyim. Lakayıt korkulardır, içe sinen, bitiren bizi.
Zirveye ulaşmış acılarım,
insani iletişim birimlerine dökülmeye hazırlanır içimde.
Aslında, veda konuşması yapamam hiç.
Susmak, bu yüzden kolay gelmişti.
Vesikalık yaptır, skaladaki mavinin açık tonları.
Dört ehliyet, iki kimlik, altı pasaport , bir bana. Serzenişlerden uzağa, toprak sandığın azlığın.
Akarsu formunda burnun.
Nehirlerim hep sana akar.
Melek öpüşü gibi ak uyur gözkapakların sanırım.
Sabaha kadar bekledim sesini.
Özledim sesini.
Özletme sesini.
Köprücük kemiklerine yakın, boynundan aşşağı.
Saman yolu gibi,
ben sırası vardı teninde,
nerede bir martı düşüşü görsem, olgun yaşıma sığınırım
çimenlik düşer anarşi ile meyilli kafama birden,
yüzün kırılınca kısmen suya bakarken
sade bir tuz kokar saçların gölgelerin gölgesinden
ruhun daralır
yasak çıkartan başına buyruk vali yüzünden
Sahrada koşturan papatyam
ıssız geliyor duman kendine iyi bak
kırgın yangına sarılan orman oldum
asfalt atılmış yorgunluğumada, göğsümden kalkmıyor
buralarda hiç vurulmazdım
Adılın güvercin uçuşu pastoral şehire ait
zira kimsenin gidemediği
ya da banliyö usulsüz işlettiğin dere boyu
bir inkisar taşması serpildim diz kapaklarına
mandıranın en genç memesinden sızmış
süt kıvamı tazeliğinde tapınağının kudreti
Ne bir astım nefes kesen sabahın eşiğinde muallak
gümüş bulutlar gibi gezinirdik sarmaş dolaş
kronik bir kanca beridir sizi izlediğimden
insanlık denizde boğulmayı bırakırdı maviliğinizden
lakin şahit yazılsa minvalinizdeki kişiye tebessümünüz
hayallerden bir nutuk dizilirdi gündüzleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!