Yılların eskitemediği dost gibiyim bu gece,
bir yanım nasihatta alıngan gençliğimle
bir yanım demde ,
dert edilmiş ne varsa döküyor içini bir yanım
bir yanımsa eksiğimi tamamlama telaşında
Çıkmaz denilen her sokak,
sevdaya çıkar oldu bugünlerde...
Ne gariptir ki ,
sokak denilen her çıkmazın merkezi sensin...
Nasıl ki maddenin üç hali var ise cümlenin de üç hali vardır. Bir cümle kurarsınız , karşınızdaki insanı ağlatır. Kurduğunuz cümle pozitif ise mutluluktan ağlar , negatif ise üzüldüğünden ağlar. Pozitif ya da negatif cümle kurmak sizin elinizdedir. Bu cümlenin sıvı halidir ve insanın gönlüne akar...
Bir cümle kurarsınız ,karşınızdaki insan kaskatı kesilir , sizden hiç beklemediği bir cümledir. Kurduğunuz cümle pozitif ise bir süre sonra karşınızdaki kişi boynunuza sarılır sevinir , negatif cümle ise bir daha asla size güvenmeyecektir. Bu cümlenin katı halidir insanın kalbine saplanır...
Bir cümle kurarsınız , karşınızda ki insan havalara uçar mutluluktan, ruhunu okşamışsınızdır , kendini bir kuş zanneder kanatlanıp uçmak ister. Bu cümlenin negatif yada pozitifliği karşınızdaki insanın bilinci ile alakalıdır. Hak edilmemiş bir iltifat gibi görür bazı insanlar hafif bir tebessüm ile karşılar sizi , nezaketlidir. Bazı insanlar ise üzerine giyer balondan elbisesini uçar gider bir daha yakalayamazsınız onu, çünkü siz uçurmuşsunuzdur sözlerinizle. Bu cümlenin gaz halidir ve insanın ruhuna işler...
Gün yüreğe batar,
ufka karanlık çöker,
yalnızlığın alacakaranlık sohbetinde,
körebe oynar düşünceler,
günahlar sobeler sürekli seni,
tek tesellindir insan olmak,
Hadi gel diz çök insanlığına,
birtek o kurtarır seni dünyada ,
hem de ahir denilen zamanda...
Bil ki son dileğin bu olacaktır tanrıdan,
insanlığını unutarak yaşadığın günlerden utanırken,
Bir göz bukadar mı yakışır siyaha ?
Herbir zülfün teline sevdamı asmışım
nutkumu tutuklamış bakışların,
suskunluğumun adı aşk olmuş bilesin...
Ağlamak istiyorum,
yüzyıllık çınarın gövdesine
sırtımı dayayarak hıçkıra hıçkıra,
toprağa düşen herbir yaprak kadar çok,
doya doya , doyura doyura toprağını çınarın suya,
çaresizliğimden susuzluğuna çare olmak ümidi ile toprağa,
Aldanma sakın rüzgarın yüzünü okşamasına,
o rüzgar ki kaç kuşu özgürlükle kandırdı,
bekleme gelmesini, dönme ona öbür yanağını,
bir fırtına olup yıkar önüne başını,
eğilirsin bir samyeline !
Hiç kapımın önünden oflayarak geçme rüzgar,
benim senin gibi özgürlüğe uçuracak kuşlarım yok...
Yan gözle kapımı penceremi yoklama umarsızca,
tutarsızca hesabıma uymayan yaşama tutunacak kollarım yok...
Yaşadığıma dair en ufak bir duygum yok iken,
Ve Tanrı küstü insana,
küstü tüm evren anlamasını bilene...
Sahte tanrılar türedi,
bedensiz insanlar yarattı kimisi,
kimisi de ruhsuz bedenler yarattı...




-
Hasret Ozan
-
Hilmi Serdengeçti
Tüm YorumlarHAFTANIN ŞAİRİ: Çağdaş DURMAZ – Edirne (By _Axi _Protest şairler akımı Grubu kurucusu) .
nice başarılara imza atman dileğiyle
başarın daim olsun
DÜNYA ŞAİRLER BİRLİĞİ grubunda HAFTANIN ŞAİRİ olmasından dolayı
yürekten kutluyorum genç şairi