Yavaş yavaş ölüyoruz acı çekmeden her gün
Öyle ki farketmiyoruz bile dünde kalıyor yitirdiklerimiz
Arkamızda geçmiş di'li zamanlar
Önümüzde kara bir perde
Her ömür bitiyor başladığı yerde...
Islık çalıyor rüzgar
Sanki sesi kayboluyor
Toprak ıslanmış
İnsan hayata battıkça batıyor...
Burak Keskin
Sen yine yel değirmenlerini yağmalıyorsun
Zaman aynı gök kubbe de
Düşüyor içimize yenik bir hüzün
Hüznün yanılgısıdır biraz da gülüşüm...
Burak Keskin
Sisler arasındasın
Göremiyorum seni
Yaklaş, Yaklaş biraz
En azından kokunu duyayım...
Burak KESKİN
Benimse gençliğim vurulur köşe başında
Aman dilemez
El pençe durmaz
Gök kusar
"Mavi"
Ve ince ince yağar
Rüzgar öyle deli esiyor ki bugün
Savrulmamak için kollarıma tutunuyor kuşlar...
Burak Keskin
Sen de biliyorsun
Soğuk demir, pranga
Dört köşesi küflü zincir
Adımları yara bere içinde
Öyle ki gurbetidir insanın
Gidip de bir türlü kendine yetemediği
Gülüşünden gemiler geçer
Ben limanında ağır aksak bir yolcu
Demir atsan yalnızlığıma susuz kalır boğulursun
Tayfan katlolur tufanımda
Sesinde bir eylem güzelliği kalır yalnızca
Sen kadın
Evli evine
İşli işine
Bense bu yalnızlıkla nereye?
Nereye kadar giderim?
Oysa sen vardın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!