Uçan suda
Yundunmu
Gökyüzüne bakıp
Ağaçların arasından
Işıkları tuttunmu
Sevgilinin saçlarını
Pervane gibi dönüp
Kanat açsam sema ya
Savrulsam biryerden
Biryere
Güneşi yakalasam
Güneş olsam,
Karanlık gök yüzünde
Bir yıldız işaretlesem
Tanısam onu her görüşte
Avuçlarıma alsam
Üflesem hafifçe
Tüy gibi uçar
Bekliyorum seni
Dalgalar arasından
Gelirsin diye.
Hasret sinmiş
Zerrecikleri
Çektikçe içime,
Tan yeri ağardığında
Alaca karanlıkta
Öpmek istiyorum
Seni
Yarı karanlıkta
Her mevsim ayrı bir güzelliktedir derler
Ama ben sonbaharda hüzünlenirim.
Geride bıraktıklarımı hatırlarım.
Sevdiklerim gelir aklıma,
Saçlarını okşarım hayalimde
Arkalarından bakarım
Bir demet gül içinde
Gonca gül gibisin
Tomurcuk,
Üzerinde birdamla yaş
Yanağımı ıslatıyor,
Dudaklarımda
Bu satırları
Ayrılığın burukluğuyla Yazıyorum,
Benden uzaklara
Kopup gitmen,
Marmara şarabı gibi yakıyor
Boğazımı
Hayal kuruyor yarınlara
Dünya dönüyor kendi halince
Mutluluk gözlerinde ışık olmuş çakıyor
Sevgiyi yoğuruyor yüreğinde
Sevildikçe seviliyor sonsuzluk denizinde
İsimsiz sözcükler dökülüyor yüreğinden
İstanbul'da sevdim bir güzel yari
Bahar dalı gibi salındı gitti
Kaybettim canı cananı bu defa
Kavruklar arasında birde ben varım
BÜLENT KALAYCI,
Eyle (Musammat Gazel) başlıklı şiirime yazmış olduğunuz yorum hiçbir anlam teşkil etmemektedir. Siz, benim “Arkadaşlarım” listemde dahi bulunmamaktasınız. Ayrıca gruplar da dâhil sizinle hiçbir ortamda yazışmam mevzubahis değildir.
Mahkemeye açacağınız davada, şiirime ...