Altmış yıllık mazisi vardır bu teşkilatın,
Üye olmak kolaydır, yeter ki imza atın,
Parolası barışmış külahıma anlatın.
Her geçen gün dünyaya yayılırken illetler,
Bilmem ki ne iş yapar, şu Birleşmiş Milletler.
Amerika, Fransa, İngiltere, Kanada,
Her üyeyi temsilen sandalye var orada,
Çıkar çatışmasında, eziliriz arada.
Yeterince horlandık, yetmedi mi zilletler,
Ayrımcı bir örgüttür, şu Birleşmiş Milletler.
Yıllar yılı uyuttu barış diye herkesi,
İnletiyor dünyayı mermi, şarapnel sesi,
İşte tamamen düştü, yüzündeki maskesi.
Yalnız batılıların çıkarını denetler,
Sözünün eri değil, şu Birleşmiş milletler.
Ortalık kan kokuyor, bomba yağar havadan,
Bosna-Hersekli yavru, mahrum sıcak yuvadan,
Vazgeçmemiş Ermeni, hala kanlı davadan.
İşkence yapmak için bin bir çeşit aletler,
İnsan hakkı der durur, şu Birleşmiş Milletler.
Bir zalim garibanı, direklere asıyor,
Rus bomba yağdırıyor, Sırp kinini kusuyor,
Dut yemiş bülbül gibi, cümle âlem susuyor…
Lime lime doğrarken kardeşimi jiletler,
Barıştan dem vuruyor, şu Birleşmiş Milletler.
Özgürlük, küresellik, yenidünya düzeni,
Derken emperyalistler, çevirirler dümeni,
Türkiye’yi karıştır, ikiye böl Yemen’i…
Nice insanlar var ki, sıcak aşa hasretler,
İnce hesap peşinde, şu Birleşmiş Milletler.
Irak’a karşı aslan, Sırp’a gelince kuzu,
Vicdanın yok mu senin, yok mu içinde sızı?
Yalandır sözlerinin, yüzde doksan dokuzu…
Gözü yaşlı analar, korku dolu suretler,
Bu vebal sana yeter, ey Birleşmiş Milletler!
1995'
Kayıt Tarihi : 4.3.2007 13:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yoruma,hikayeye gerek var mı? günümüzün yaşanan acı gerçekleri tokat gibi suratımıza çarparken...

oysa hepimize yeter bile bu yer küre
insanlara ve diğer bilcümle canlılara
TÜM YORUMLAR (2)