Daracık vadide kurulmuş şehir,
Ortadan ikiye ayırmış nehir,
Hangi devirleri gördü kim bilir...
Sırrını çözmeye çok kafa yordum,
Tarihin ciltlere sığmaz Bayburt'um.
Hicranı, Celali, Ağlar Baban var,
Başucunda yatan Şehit Osman var,
Bayburtlu Zihni'ye ait şu mezar.
Maziye dalarak hayaller kurdum,
Destanlar diyarı Gazi Bayburt'um.
Tarihin destandır,halkın kahraman,
Kop dağında vurdun Moskof'u yaman,
Devleri devirir sendeki iman.
Daha nice asker bekliyor ordum,
Genç Osman nesli,yiğit Bayburt'um.
Köylerin incidir,merkezin elmas,
Ata yadigarı,emsalsiz miras,
Misafirperverlik Bayburtluya has.
İçli kete yedim,başak savurdum,
Şirin bir köyünde güzel Bayburt'um.
Yazın çiçeklerin kışınsa karın,
Dillere destandır yontma taşların,
Yanık türkülerin hele de barın.
Halaylar çekince döküldü kurdum,
Davul zurnasıyla meşhur Bayburt'um.
Yemeklerin başka, lavaşın özel,
Geleneğin eşsiz,adetin güzel,
Sana türkü olsun yazdığım gazel.
Çoruh bestelesin sen söyle yurdum,
Onu gurbet ele salma Bayburt'um.
Abdulvahap Gazi bakar tepeden,
Unutma Bayburtlu O senin deden,
Soğanlı yükselir hayli öteden.
Cemaline bakıp öylece durdum,
Seyrine doyulmaz inan Bayburt'um.
Sinende buluşmuş,dağ ile ova,
Pırıl pırıl güneş,tertemiz hava,
Kesme çorba,mantı,galacoş,tava...
Gözümü, gönlümü sende doyurdum,
Sevdiğim, herşeyim, canım Bayburt’um.
BAYBURT’1994
Bahadır Özcan AkbaşKayıt Tarihi : 11.10.2007 13:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)