Her masal kendi sayfasını kapatınca sonlanırmış, ellerimde kal deyişinin sıcaklığı
Gökyüzünde kanatları ıslak kuşlar, göğsümün sığ odalarında yankılanıyor ezanlar
İnsanlar kaybolmuş umutlarını arıyorlar bu koca şehirde, gövdemde aşkın yalnızlığı
Yoksul buluşmaların hicivleriyle çınlıyor kulağım, hayat aşka sevdalı bir şah damar
Yorgun bir adamı ağırlıyor şimdi İstanbul, kıyısı köşesi hep kahır, bakmayın sahte gülüşlerine, hep aldatmayla nefes alır, aldanışlarla sonlanır. İnsanlar umut pazarlarında, kimi yoksul, kimisi ölmeye hazır. Derin bir kadın bakışı bu şehir, Anadolu’ya uzanan yakasıyla, Avrupalı cakasıyla hep öğütmeye, hep yutmaya münhasır. Her karışı çile, hep o kancık yürekli, diken batışlı çelişkili yatır. İstanbul şehri ibadet, diz çökmeyeni bir günah gibi bir köşeye yatıran, yaşamaktan bıktıran eziyet çektiren hasır.
Hep o bitmez sanılan asalet sarılışlarıyla inşa edilmiş saraylarda aramışlar mutluluğu insanlar. Hızla akan bir ömür şeridinden kendi el sallayışlarını izleyerek ilerlemişler ölüme. Türbeler yapılmış korkuları bastırmaya ve hazineler bağışlanmış ölümsüzlük iksirini satın almaya. Hep aynı zaferin torunlarını bekliyorlar şimdi, huzur umdukları sandukalarda, seslerini duyuramadıkları o mermer sütunların altında. Bir kısır döngüymüş yaşamak, farklı insan kolonilerine sahnesini açan, yaşamaya doymamış kullarını ahret mektebinde ağırlayan. Kısasa kısas, anlama aykırı bu medeniyet musallasından gözyaşımdır damlayan, sevdalı bir kızın keman telinden yayılan aşktır yüreğimi bu denli dünlere yolculuk yaptıran.
Dalda yiyecek telaşında birkaç kuş, gagada çığlık, çığlıkta aşkla karışık bir ıslık. Sol yanımda bir tarih karşılıyor gelenleri, dudağımda hazin bir ıslaklık. Öfkemin rahmeti sarıyor Gülhane’yi, yüreğimde kanlı bir hıçkırık. Yazma diyor gönlüm, yakarma böyle aşka, gölgemde garip bir sarhoşluk. Yar kendi yatağını topluyor, gecenin kamarasında meçhul bir yalnızlık. Daralan gönlümün artıklarını süpürüyor çöpçüler, omzumda hüzün, ruhumda ölümsüzlüğün, kolumda anlardan kalan bir yığın sevda yüküm. Aşk, kangren bir gözaltıymış, ne bayramı düğün, ne mahpusluğu sürgün.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun.
Kar etmez inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.
Yüreğinize sağlık yi bayramlar
yine güzel çalışma
her dem olduğu gibi
kutlarım...
saygılar...
anlamlı ve başarılı bir çalışmaydı,gönülden kutluyorum...sevgiler,saygılar...ant+10
duygularını bu denli detaylandıran bir yürek,belli ki gerçek sevgiyi yaşayan biri..Anlatım ve tümcelerin akışı mükemmel...Sevgiye bakışı duyumsayışları ince ve empatikliğinin yanında kendi içinde
iç seslerinin yalnızlığı... çok güzel Sayın Yetkin..paylaşıma teşekkürler..kutluyorum..
herşey bir düştü.. der gibi aslına dönen şiar ile. kutlarım her dem şiirle
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta