Aşkın deryasında çıkan fırtına,
Savurdu beni de hasret yurduna.
Yem oldum küçücük fındık kurduna,
Durmadan yıkılan düş dünyası bu.
Maziyi ararken gözdeki yaştan,
Varsın görmesin artık,insanlar bizi,
Silinsin dudağımdan,dudaklarının izi.
Yastığımdan kaybolurken saçlarının kokusu,
Yüreğimi kaplar önce,yokluğunun tortusu.
Devleşir matemimde büyüttüğüm aşkımız,
Kıyas yapmayınız,asla bir tutmayınız,
Gidenlerin üzerinden siyaset yapmayınız.
Kendinizi dünya için boşuna satmayınız,
Ebedi ilah varken,insana tapmayınız.
Hakikaten,kendine arıyorsan bir önder,
Sen,
Fırından yeni çıkmış ekmeğin tırtıklı yeri,
Karpuzun göbeği,
Yoğurdun kaymağı,
Bir köyün ırmağı gibisin.
Ne yazık,
Sandığında, geçmiş zaman öyküsü,
Billur pınar önlerinde bekler masalcı.
Biten bir aşkın tadı bu,ömür törpüsü,
Çocuklar büyüdü, artık git masalcı.
Evvel zaman içinde yuvarlamaya,
Beklemek,sabrımı attığım kör kuyu,
Çamurdan,balçıktan görünmez suyu.
Boğuldu bedenimde inan beş duyu,
Ölmeden mezara koydun sen beni.
İrtibatı kesti,görmeyle gözüm,
Senin için söylüyorum bu son şarkımı,
Sazımı,mızrabımı kaldıracağım.
Tek tek yırtıyorum sayfalarını,
Besteler ağlıyor,ben ağlıyorum.
Yazdığım şiirin mısralarını,
Düşümdü bir aşka yüzüstü düşmek,
Başımda tacımla meşk ile yüzmek.
Allah nasib etmesin,ne demek üzmek,
Seversem sevdayı siz bende görün.
Bendeki bu gönül,yemyeşil bir bağ,
Gitme, diye diye sana az mı yalvardım,
Gittiğini bile bile hep umutlandım.
Yaşamayı öle öle her gün canlandım,
Ya benide götür, ya sende gitme.
Gitme,sana güle güle demez dillerim,
Karanlık perdeler çekilmiş ufka,
Yılanlar göz koydu,bak ana yurda.
Mürüvvet çağında,yağız arslanım,
Şehadet şerbeti içti sonunda.
Bahtiyar ol anam,bize ölmek yok!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!