Gel,gel diye sana az mı yalvardım,
Bu aşığın sesini duyduğun mu var.
Sensizliğe sarılıp ta,öyle ağlardım,
Bir kere şu kapımı çaldığın mı var.
Gelseydin ömrümü sana bağlardım,
İklim durdu,yağmur durdu,yaz,durdu.
Ciğerimin ortasında kimsesizlik kudurdu.
Güneş battı,gün geceye savurdu,
Olan oldu,giden geri gelmesin.
Çiğdem durdu,çisi durdu,pus durdu,
On adımlık yol,bu taştan koğuş,
Her adım dört yıla tekabül eder.
Gelde bu koğuşta kederle boğuş,
Alnına yazıldıysa silinmez kader.
Ranzanın yayları,paslı,çürümüş,
Geçtikmi sonbahardan?
Hani,nerede,kim gördü?
Dökülen yaprakları,
Çöpçülermi süpürdü?
Bu karanlık caddenin,
Kaynıyor başımda demir kazanlar,
İndirin bu harımdan kaynayan kazanları.
Bağrımı kemiriyor kalbimdeki çıbanlar,
Çıkarıyorum kalbimden,gizlice sızanları.
Gözlerimin arkasından kaçıyor sahici bir düş,
İsmini yazdığım kağıdın bile,
Başımın üstünde yeri var leyla.
Bülbüller görseydi, bakmazdı güle,
Gözlerin gülleri küstürür leyla.
Yoluna bin kere ölse de mecnun,
Suali zor,cevabı sanki gizli cebir,
Hesabını ezberden vermek gerekir.
Hatmetsen ne fayda, defteri kebir,
Zerrenin zerresini hatırlatan yer kabir.
Mabedin mabuduna kavuştuğu an,
Zamansız bırakıp,gittiğin gibi,
Gidenlerin arkasından baktığınla kal.
Sen değilsin dağların yüce sahibi,
Kül ettiğin bu gnlümü yaktığınla kal.
Sende benim gibi ağla bir ömür boyu,
Kaldımı dalından düşmeyen yaprak,
Baharın sonunu görmedik gülüm.
İstersen ağaç ol,istersen toprak,
Hangimizi bulmadı muhakkak ölüm.
Zafermi sanmıştın,suyu çeşmeyi,
Müebbet verildi sonunda cezam,
Yargıcım temyizi kabul etmiyor.
Hükme bağlandı,kapandı davam,
Kanunlar af için umut vermiyor.
Yüzümde aşkının hicran gölgesi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!