Sevip de yanan bu kalp neylesin sana…
Güneşin kucak dolusu hararetiyle beslenen,
Günışığının şefkatli bakışlarına boyun eğen,
Şu bitkiler aşkın sırrını tasvir edebilir insana.
Yüreğim sahiplendiğim bir bahçe gibi çitli, kusursuz,
Şehveti toprağa eşeliyorum her gün, içi yabani otsuz.
İnsanın kalbinden çıkan yangını
Dudaklarına kadar yakan aşk,
Kelimelerin susturucusu...
Sevdiğimi öğrendiğin halde,
Seninle olmaya inanmak;
Fırtınaya yakalanmış kaptanın,
Sebepsiz bir ayrılık veya fırtına öncesi,
Mesafelere meydan okuyan bir kaptanın,
Hasara karşın çalışırdı, ateşi havi olan kalp teknesi..
Ve gözleri ıslandıkça dibe batanın,
Bütün feryadı, mavi bir koyun kollarında dinlenmesi,
Bu uzun yolculukta gülmeyi unuttum.
Bazen yakınlık bozardı şarkının gizemini.
Ben seninle yalnızlık şarkısı olmak istedim,
Sürekli dinleyesim gelir, uyutmaz geceleri.
Ama bir kez zahmet edip, dinlemedin beni.
Ve göğsümün arasından çıkan doğal sessizliği...
Sıradan bir film şeridiydi yaşantımız.
Sonra birden tuvallere geçişim gibiydi,
Seninle o şehirdeki rastlantımız...
Saçların içimin sıcak renklerini giydi.
Gözlerini bakışımla çizerken gördün.
İç güzelliğin çıplaktı, utandım çabuk.
Belki bir gün ben de, senin gittiğin o esrarlı yerlere gidip gezerim. Neden mi bu heves? Çünkü sen gülünce yüzündeki özgür ruh, o esrarlı ağaçlara, müzelerdeki tablolara sentezlenmiş, seni bana hatırlatmayı bekliyorlar. Seni görebilmeyi o kadar çok istedim ki. Bir yerlerde yakınlaşsak da hep ama hep, tam zamanında kayboldun. Sanki karşımda sen varmışsın gibi denize bakıp kendimle çay içip sohbet ettiğim bile oldu. Bazen varlığını kalbimde hissetmek acı verici olsa da asla vazgeçemeyeceğim bir hazdı.
Fakat öyle kolay değildi sevmek,
Yağmur yağdırasıya.
Nedensizdi bulutların arzusu kadar,
Kendiliğinden sevmek...
Ben senin şekillerini değil,
Bütün hücrelerime sinmiş yalnızlığım,
Ne korkunç bir süreçti beklemek,
İhtiyar gibi bankta otururcasına...
Çilingirlerin açamayacağı türdendi,
O akşam bende açtığın esrarlı kapı.
Kalbim önce kontrolden geçiyordu,
Seni uzun zamandır düşündüğümde,
Veya uzun zaman sonra gördüğümde,
Sızı duyan kalbim o kadar hızlı atıyor ki,
İçindeki sıcaklığın yokluğunu çektiğim için,
Aklım sözüm karışık...
Yasaklanmalı tali yollu yakınlıklar,
Ve on yılı aşan yalnızlıklar…
Aşk hırsızlığı değil de ne demek,
Halk içindeki öpüşmeleriniz?
Kokar dudaklarınız kömür.
Hele bir yalnızlığımı ihbar etseniz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!