Berke Selman Şiirleri - Şair Berke Selman

Berke Selman

‪Beni oyalayarak sıradanlaştın son günlerde,‬
‪Seni başkaları gibi tanımak istemiyordum.‬
‪Bana sarıldığında altına sahip olurdum.‬
‪Zira kalbim saflaşabilen bir madde,‬
‪Kırmayı nasıl başardın anlamıyorum.‬

Devamını Oku
Berke Selman

‪Gece herkes evindeyken,
En güzel şeydi sahile inmek.‬
‪Kıyıdan çıkan su armonisiyle,‬
Yengeçlerin kibar gösterisiyle,‬
‪Ne güzel şeydi klasikleri dinlemek,‬
‪Ve o an seni düşünmek...‬

Devamını Oku
Berke Selman

Bence kahvaltı da bir ihtiyaçtır sonsuzluğa;
Yanında yanık ekmek ve reçelli,
Yalnızca mideden değil, kalpten de geçtiği belli.
Acaba sevgi dolu olmak için mi yeriz tıka basa?

İyi ama nedir bu sevenlerdeki yıpranış?

Devamını Oku
Berke Selman

Gidersen el sallarım, koşamam yorgunum.
Sevgimi söze dökmekten büküldü boynum.
Halının altına gizleyemedim yalnızlığımı,
Kirimi silkelemekten sevmeyi unuttum.

Ama kalbin dışın gibi pirüpak, ‬

Devamını Oku
Berke Selman

Harcamadıkça kırışıyor,
Cebimdeki para, kalbimdeki yara.
Alıp başımı gideceğim istediğim yere,
Belki cehenneme, ellerim titriyor kötü..
Kül olsun bu noksan aşk, bu elem çöpü.

Devamını Oku
Berke Selman

Seni çok özlemiş, yok mu haberin?
O diyarda sarıldığın çınar.
Gövdesi seni anlar, o ikinci rehberin.
Gülüşünün coşkusuyla şakısın kuşlar.
Oysa nasıl haz duyardım
O ağacın kendisi olsam,

Devamını Oku
Berke Selman

İnsanoğlu ne tuhaf bir balık..
Maviye aşık, ama yârdan su yutunca boğulur.
Soğuk bir denizdir karamsarlık,
Suya alışırsan güneş sanki soğur,
Üşüme! Başını hep umut ışığına çevir. ‬
Sevmek senin şarkın olur;

Devamını Oku
Berke Selman

Yıllar önce içimdeki gizemli ormanın kapısını sana açtım, yaktın. Yerine küçük bir şehir inşa ettim, uzaktan baktın. Şimdi sen romantik bir şehre aitsin, bense bir adaya… Hiçbir adam kilometrelerce ötede yalnız kalmamalı. Yoksa geri dönüş imkansız.

Devamını Oku
Berke Selman

Yaşantım gözlerden uzak bir kayık, ‬
‪Senin güzelliğin ise bir yalı.‬
‪Belki de sevgim daha iyisine layık..
‪Ben seni derinlerde aradım arayalı,‬
‪Kulaklarımın pasını silerdi fırtınalar.‬
‪Ve ben sana doğru açıldıkça, ‬

Devamını Oku
Berke Selman

İnsanın ilk tanrısı belki de annesiydi. Aylardır anasının rahminde, o muazzam sevgisiyle kendisinin her ihtiyacını sağlayan Tanrı’yı görmek için, o minik dünyadaki yaşamını tamamlarken bebek, artık yeni bir dünyanın kapısını ayağıyla çalıyordu. Ağlamaktan yorgun düşen bebek, daha gözlerini bile açmadan annesinin yerini biliyor. Ve onun sadece göğsündeki sütünü içmiyordu. Aynı zamanda muhtaç kaldığı, kalbindeki eşsiz sevgiyi de lıkır lıkır içiyordu.

Doğmadan önce hissettiğimiz Tanrı’ya büyüyünce de kavuşmak isteriz ama artık aşk, herkesin harcı değildi. En azından bebek, kime gönül bağlayacağını iyi biliyordu. Doğru bir insana aşık olmakta değildi mesele.. Doğru sandığın herkesten kalbine tekme yemiş olsan da, aşkın değişmeyip, ayağa kalkmaktı mesele. Belki en az bir bebek kadar yorulurlar o ayağa kalkanlar.. Ancak gözlerinden yaş değil, ter akar yorgunluktan. Çünkü kalp yalnızca kelimeler ile değil, gözlerle iletişim kuracağı insanı arar. Bunca aşk kayıplarından sonra insanın karşısına çıkan doğru aşkı, onun için dünyaya ikinci doğuşuydu. Ama gel gör ki birisini adam gibi seversen, karşındaki hiçbir zaman kadın gibi anlayış göstermiyor.

Çocukçu duygularını kaybedenler, genellikle tembelliğini korumuş ve kullanmışlar aşka karşı. Aşkta istediğini göremeyenler, aşkın gözü kördür derler. Onlar dış görünüşten daha fazlasını hayal edemezler. Halbuki aşk gözlere netlik, canlılık verir. Bazen ana rahmindeki unuttuğumuz evreni görmek için, gözlerimizi kapamak gerekir.

Devamını Oku