Yaşıma uygun yeni yıl hediyesiydi;
Başıma uygun bir yastık.
Yıllardır kurumuyordu o paçavra bez,
Ziftli gözyaşlarımla katılaştı artık...
Ansızın rüyama girip, göz kırptı ilk kez,
Gece bekçiliğinden sıkılan çocuk.
Saklanmış sevgim, küflü ciğerlerime sebep.
Gökkuşağı hayallerime, damlıyor mürekkep.
Şimşekli tavırlarım seni üzer mi acep?
Baharı kaybettim, bana yolu tarif et.
Tam güzel günler çiselerken, tekrar,
Belki çayı şekerli seversin,
Kakaoyu sütlü, denizi mavi..
Ama benim sevgim katıksız.
Beklemek acısına alışkınım,
Sevilmek ise çok şekerli...
Başkaları çaylarını içerken kaşıksız,
Bence ya sensin ya da o,
Kalbimin mütemadiyen kapanacağı yer.
Güzelliğin şeffaf, şık bir vazo;
İçine sentezlenmeli ölümsüz çiçekler.
Daima birbirine bağlıdır polenle arı,
Bugün ve gelecek, vazoyla çiçek.
Gönlüm ummandan uzak duru bir göl,
Ruhum coğrafi olarak kuru bir çöl.
Göğsüm içsel iklime karşı aciz,
Üşüdüm sevgilim..
Sarılayım doyasıya,
Çayır boynuna.
Kalkamam sabahları, karşı kayalığı aş.
Yakamozlu bir akşam iskeleden yaklaş,
Balık pullu olsan da cildin gümüş taş,
Beni okyanusun kalbine götür deniz kızı.
Seni beklerken beni deli sandı herkes,
Birden hayatımın film şeridinden çıkıp, tuvallere geçişi gibiydi, onun hayatıma girmesi...
Ben onun beyaz gönlünden tuval yapmıştım. Ve içimin sıcak renkleriyle, her emekte daha çok güzelleştirdiğim aşkımı ona gösterecektim. Ancak daha fazla bekleyemeyen gözyaşlarım, tuvali ıslatmaya başladı. Artık hiçbir iz kalmadı ona dair..
O belki de bu resmi görünce, ‘Elbet hayalimi ondan güzel süsleyen vardır’ diye düşünüp, şımardı. Oysa şımaran kalbim ona fazla gelmesin diye şehir, martılar ve hatta insanlar da gözüme renkli görünmeye başladılar. O kadar çok şımarmıştım!... Hayatta bildiğim tek güzellik, onun içi sıcacık gözleriydi. O giderken, güzelliğinin iç kapısını kapatıp, kalbinin anahtarını bende unuttu. Şimdi onu bekleyen nice ev sahipleri var. Bana bıraktığı yalnızlık çok güzel, umarım gelmez ve gittiği yere ait olur. Zira biz farklıydık, o sevdiğinin hizmetkârı, ben ise aşkın.
Ne var ki onun bildiği güzellik, aynada gördüğü fani güzellik.. Ben onun iç güzelliğini bir kere çırılçıplak gördüm. Ama o kadar güzeldi ki, birden ayna oluverdim. Bu yüzden beni ayıpladı ve içini geleceğe sakladı. Belki bir başkası ona, doğru ve çizgisel bir aşk yaşatabilir. Ama hiç kimse onda derinlik duygusunu yaratamayacak...
Herkese günaydın… Ama sana dün aydın.
Toprağıyla eline verdiğim tulipa,
Gülüşüne sebep olmuştu ey kadın.
Ama o ansızın avucunda solacak yarın.
Kaldı dudaklarımda bahar türküsü,
Kalbine dadanmışlar, ağız kalabalığı yapan kuşlar,
Senin için İzmir'e ilk kez geldiğimde,
Ayaklarım yere değmiyordu, ne bileyim.
Ölü ineklerin bayırına girmiş kalbim,
Şiir tohumları ekecek kadar cahildim de.
Aşkı şehirler öğretir, kuşlardan önce.
Yedi yıllık uykusuzluk: geçti son sevme tarihim.
Hassaslığımdan satırlar kusturdu garip talihim.
Maskeli balo gibi bir akşam, liman saçardı gülüşün,
Kaçmıştı habersizce bir gemi, yemeğime hüzün.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!