Ben Aşkın Doğu Yüzüyüm Şiiri - Mehmet Göksu

Mehmet Göksu
34

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ben Aşkın Doğu Yüzüyüm

Ben aşkın doğu yüzüyüm.
Sevdalarım bir nehrin kıyısında saklı.
Fırat’ ta bir gelinim boğulan.
Mavinin beyaza hükmettiği sularda.
Kefen değil bedenime sarılan.
Bir kadının dünya düşü.

Nemrut un korkusu hala diri bende.
Hala ateşi sakınarak yakarım.
Öyle ki sayısız ateşlerde bedenim.
Geçmişin en kadim dillerinde adım.
Ve tutarak boşlukları zamana yayılan ruhum..
Bir dilden milyonlarcasına…

Ben aşkın doğu yüzüyüm
Doğunca beşik kertmeğine mahkum yarınım.
Delikanlıyken kimse bilmez kalbimdeki yıllar yılı ağrıyı
Gençken at sırtında mihnetsiz vurulan,
aşiret ağasına kurbandır canım.
Göğsümde hala saklı mendiliyle,
Tepelerden yuvarlanan bedenim
Ve adım bile bilinmez
Zamanın resmi dillerinde benim

Ben aşkın doğu yüzüyüm
Bütün coğrafyama destansı mezarlar döşedim
İçinde henüz yarı ölmüş, gözleri açık kalmış, gövdeler dolusu devasa mezarlar.
Ve zaman gebedir hep bana
Doğumunu bekliyorum kalan yarımlarımın
Mem gibi
Zin gibi
Doğumum hep bir baharı bulur.
Hep bir baharın başlangıcını bekler.
Ölümüm sonsuz mevsimler kadar uzak.

Ben aşkın doğu yüzüyüm.
Sevgim kör etmiştir artık nefsimi.
Beni boğan Fırat’ a bile yok benim kinim

Ve kan ve kin uğruna kirletilen ellerim
Bozamaz masumiyetimi benim
Ben aşkın doğu yüzüyüm.
Bir yanım tatsak zulüm. Bir yanım mavi ölüm.
Ve ondandır ki ateşim dönüşmez bir suya benim.
Ve ondandır ki hala İbrahim in kurtulduğu o ateştedir bedenim.

Ve ölmedikçe bedenim
Bozulmaz aşk uğruna verdiğim büyük yeminim.
Kimi en yüksek dağlarında ülkemin
Ateş içindedir ellerim.
Kimi en sıcak ovalarında
Çözülmez bir buz gibidir
Hep beklediklerim.
Aslında yoktur aşkın bir iklimi
Ve
Aslında yoktur
Aşkın bir memleketi
nerde bir acı bulsa
Aşk hep oralıdır. Biliririm
Ki ben aşkın doğu yüzüyüm
Öyle ki en acı yüzüyüm

Kimi Kızılırmak tan Van a bir yolcuyum
Yılanlara çıyanlara yem olurum.
Kimi dost görünümlü bir hançerdir celladım.
Bir gece yarısı sırtımdan vurulurum.
Elimde dururken sevdamın nişanesi yüzüğüm
Yoktur aslında benim sığındığım ne bir yerim ne de bir yurdum
Nerede vurulsam ben hep oraya gömülürüm.

Ben aşkın doğu yüzüyüm
Bir yüzyılın birinde
Bir şiir olmuşum
Ahmed-i Hani'nin dilinde
Bir yüzyılın birinde
Aysız bir gecede
Bir fenerin ihanetinde
Boğulmuşum bir gece Akdamar gölünde
Ve hala bekler durur benim ahım
Bir papazın kirli ellerinde
Ben aşkın doğu yüzüyüm
Törelerin fermanını bilirim
Kan davasına mahkumken bile ellerim
Anadolu da hala bir ağaca asılı durur dileklerim

Nedir benim bu çözülmez kaderim, hüznüm
Kays'ken Mecnun'a çıkmış adım
İnsanlara anlatamamış,
Çıkmış ceylanlara anlatmışım hüznümü
Bir şairin şiirini yazarken çektiği sancı gibi.
İçime çekmişim kendimi...hep içime
Fırat gibi
Hep beklemişim Dicle'yi
Dicle gibi Fırat'ı
Hep beklemişim seni…

Ve bir ocak ayında
Bu mezarlar coğrafyasında
Susuz ve karanlıkken zaman
Bir fidan ekmişim yüreğimin tam ortasına
İçtiği kan yediği kan..
Dokunmamışım
Yoktur çünkü aşkın bir memleketi
Nerde bir acı bulsa
Aşk oralıdır hep Bilirim
Şimdi içimde bir Fidan
Yaprakları hep güz
Dalları daha keskindir bıçaktan..
İçtiği kan yediği kan
Meyvesi kan...
Öyle ki;
bir yanım urfa
bir yanım van
durma, hep beni vur ,vur beni fidan
ben ölmem artık
geldiğim zaman
gideceğim zaman
öyle ki bitmez,
aşk gibi ölümsüzdür zaman…

Ben aşkın doğu yüzüyüm
Anlaşılmaz Ortadoğu'nun en anlaşılır yanı
Anadolu'nun bitmeyen hüznü
Mezopotamya'nın en imkansız düşüyüm.

Ben aşkın doğu yüzüyüm
Selam olsun diğer yüzlerime
Selam olsun Romeu ve Juliet
Selam olsun Kleopatra ve Antonius.
Selam olsun ölümsüz çağdaşlarım.

Mehmet Göksu
Kayıt Tarihi : 13.7.2016 23:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


doğuda yaşanılmış aşklara ithafen...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Göksu