Kör puslu sabahlarda,
Erkenden kalkmış sokaklarda,
Kağıt, karton, plastik,teneke,
Ne varsa dolduruyor haralına,
Daha on, on iki yaşlarında.
Yüksek sesle arabesk çalıyor,
Düğünümüz var bizim sizleri de bekleriz,
Genç çiftlere Mevla’dan mutluluklar dileriz,
Hoşgeldiniz dostlar mutlu ettiniz bizi,
Epey oldu görüşmedik sevinçliyiz hepimiz,
Genç çiftlere nasihatım daima birlik olun,
O öyle bir Komutandı ki oğul;
Bakışları dosta güven,
Düşmana korku salardı,
Deniz mavisiydi gözleri,
Altın sarısıydı saçları.
Gecenin bir leylim vakti,
Martı sesleriyle uyandım,
Bir cıgara içimi balkonda,
Uykuma mola verdim,
Bir elmanın yarısı gibi gökte ay,
Göz kırpıyordu adeta yıldızlar,
Anne gidiyorum ağlama sakın,
Kahpe düşman gülüp sevinir yoksa.
Bağrına vurup da dövünme sakın,
Kahpe düşman gülüp sevinir yoksa.
Anne gidiyorum ağlama sakın,
Dün İstanbul sokaklarındaydım,
Eski siluetinden hiç eser kalmamış,
Her tarafından Gökdelenler fışkırmış,
Kaybolmuş çoktan o görkemli camileri,
Duyulmuyordu eskisi gibi ezan sesleri,
Soluk almakta güçlük çekiyordu adeta,
Nimet deryasında yüzüyorduk biz
Bir kez olsun kıymetini bildik mi?
Gelince bir musibet başımıza
Hapsolduk biz eve alıştık artık.
Böyle bağırmakla sorun çözülmez
Alargada demir atmış gemiler,
Uzaktan denize bakar dururum,
Akşam olunca yanıyor fenerler,
Maziyi anarak bakar dururum.
Yoldan arabalar gelip geçiyor,
Ben aşağılardan geliyorum çocuk
Geçtiğim yollar hep yokuştu
Dişimle tırnağımla kazıyarak
Sendeleyerek çıktım bu yollardan
Kaç kez yuvarlandım bilmiyorum
Bunca olaylar oldu
Aldık mı bir kere ders
Görünce hayret edip
Yeter demedik mi pes.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!