Ne zaaman bir yapraak düşse,
Salına salına ağaçtan,
Taa yüreğimde duyarım ezikliğini,
Götürür beni çok uzaklara,
Ateş böceklerinin yol gösterdiği,
Sıyrılıp çıkmaak isterim
Bakışların neler neler alır benden,
Sarhoş olur bu gönül geçer kendinden,
Seviyorum diye bir duysam dilinden,
Ölsem bile gam yemem haberin olsun.
Gülüşünle kalbimi ferahlatışın,
Kendi öksürüklerimle
Geceyi ötelediğim,
Namlusundan çıkan
Bir mermi hızında,
Sessizliğe,
Meydan okuyan ıslıklarım,
Mayısın ortasındayız,pırıl pırıl bir bahar,
Yüreğimde adeta dans ediyor duygular,
Sağ yanımdan geçiyor hızla arabalar,
Sol yanım kapalı tel örgü hey taş duvar.
Nefes alabiliyorum bedenim özgür olsa da,
İçim de bitmeyen bir özlem var.
Çılgındır yüreğim elimde değil,
Bir ırmak oluyor coştukça coşar,
Bu şehir bana sensiz dar geliyor,
Sevip sevmediğin hiç belli değil.
Seni görmeyeyim sakın uzaktan,
Kaç kez acı acı çaldı,
kampanalarım,
Ne çığlıklar attım,
yüreğimin puslarında,
Göz gözü görmeyen,
sislerinde haykırdım,
Nasıl oluyor da
torba torba kömür dağıtıyorsun,
Kimin parasını,
alın terini kime veriyorsun,
Ben hakkımı helal etmiyorum,
vebali senin olsun,
Şu anda boğazım düğümlü,
gözlerimde nem,
Hıçkırıklarım duyuluyor mu?
Bilmem,
Zor tutuyorum kendimi,
Yüreğim paramparça be,
Ağustos ayı gelince,
Bir telaş başlar bizim oralarda,
Fındıklar olmaya başlar dallarda,
Şarkılar,türküler söylenir tarlalarda,
Bir başkadır Ağustos ayı bizim oralarda.
Bu sabah işime yine erkenden gittim,
Yağmurun sesini dinliyorum kulaklarımda,
O çam ağaçlarının altında banklarda,
Yalnızım tek başına çok zenginim,
En büyük servetim var hayallerim.
Güz mevsiminin geldiğini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!