BAHÇE ŞİİRLERİ

BAHÇE ŞİİRLERİ

İsmail Karabacak

BAHÇELER

İlk önce ben
Terketmeliymişim bahçeleri
Zaman akmıyor orda
Bak duran dünya
Kurşun kurşun yığılan gök
..

Devamını Oku
Hasan Yaşar

şiir kokusu
şenlikli bir ilkokul tenefüsünde
parende atan çocuk..
durup
bakamam
geçen zaman
çünkü
..

Devamını Oku
Ahmet Öztürk

Darmadağın düşüşüm var sanki köklerimi
sağa sola savurdum işte
Kitabımı okuya okuya yırtıyorum
Süzülen balık bir denize sevdalı
Bir deniz okyanusa
Sözlerim tutuşan ateş hayata kurşun
Duvarlar hayal perdesi değil ki
..

Devamını Oku
Selim Temiz

Ali Sami Yen bizlere kuruluşta oldu önder
Tüm topları gol gol diyerek filelere gönder
Sarı ile kırmızıdır rengimiz yoktur dengimiz
Yetmez bu golller; at bir daha olsun bir daha

Onbir aslan idik ilk renkler kırmızı ile beyaz
Beyaz Kartal iken sahaya indik sarı aslan
..

Devamını Oku
Bülent Gürel

Nerdesin!
Bir türlü açılmak bilmiyor evinin demir kapısı. Hâlbuki nerden baksan on saniye geç kaldın sokağa inmekte.
Bir türlü gözlerimi alamadığım bahçe kapısı gıcırtı ile açılmıyor ardına kadar.
İsteksiz ama mecburi adımlarını sürüyerek yürüdüğün sokakta yankılanmıyor ayak seslerin.
Bir dakikayı geçti gelmeyeli, hala görünmedi ceplerine sokmaya hazırlandığın ellerin.

Sokak lambasıöksüz bir çocuk gibi gel diye ümitle aydınlatırken kaldırımları,
..

Devamını Oku
Sefa Sürücü

Ot bürülü bir bahçe ve
Yüzü kırışa kırışa akan bir çeşme
Çeşmenin suyunu akıttığı yosunların içinde
Kara kurbağa ve kara sinekler

Akan su şakır şakır
akan bu sudan kirler hemen arınır
..

Devamını Oku
Arcan Arıcan

İnsanoğlu,
Herşeyi unutabilir belki

Ama;
Ne geçmişini unutabilir
Karanlık gecelerin ardındaki
Aydınlık ve ayaz sabahlarda....
..

Devamını Oku
Halil İmat

En sevdiğim çiçekten bir bahçe yaptım
Sana ait.senin için yüreğimde
Kurumak solmak nedir bilmeyen türden
En görkemli yerinin sahibi sensin gönül bahçemin
Seni seninle yaşamaktır benim tek hayalim
Yok artık benim sana tek sitemim
Bilmiyorum belkide hatanın büyüğü benim
..

Devamını Oku
Ali Rıza Kars

Avlu

Bu günlerde daha çok azalıyorum kendimde
azalmalar ustası oluyorum gitgide
düşlerimde dans eden bir kerpeten
bedenimde mengene
her gün bir dal kırılıyor, avlulaşıyor içimdeki bahçe
..

Devamını Oku
Ayten Karakaş

varoş evlerin pencerelerine korkarak vurur sabahları güneş…saçaklardan akan yağmurun kirlettiği camlar konuşur sanki üstündeki izleriyle…en çok kuşlar burada öter neşeyle çiftinin peşine takılıp, bir ağaçtan diğer bir ağaca…ve yağmurdan sonra salyangozlar antenlerini uzatarak sanki geçit törenine dururlar …taşlı topraklı yollardan akan çamurlu sular dereye kadar sürükler kırık oyuncakları…ayakları çorapsız çocuklar suların içlerinde belki de gün boyu kendilerini avutacak birkaç oyuncak arar…anneler yorgun, anneler fedakar, soğuk sulardan kıpkırmızı olmuş elleriyle asarlar çamaşırları derme çatma bahçe direklerine…en çok buralarda çiçeklenir ağaçlar,en çok burada meyve verirler, belki de diğer eksikleri kapatmak için…sadece çiçekçi dükkanlarında görmeye alışılan çiçekler bahçelerdedir, kırlarda,yaban otlarının arasında…ve çocuklar, onlar hiçbir şeyi umursamadan paçaları ıslak bir şekilde kuzukulak ararlar kırlarda, dikenler bacaklarını,kollarını yırtarken…defterlerinin kenarları hep kıvrıktır ufacık çantalara tıkıştırıldığından ama içindekilerinin farkı yoktur diğerlerinden…onlar kedilerinin yavruladığını görmüşlerdir, daha iyi bilirler anne kedinin bakamayacağı yavrularını yediğini… hepsinin bir kedisi, köpeği vardır zaten ve hepsinin adı nedense karabaştır…en sevdikleri yemek ekmek arası peynirdir sokakta kirli elleriyle…ve arkadaşlarıyla gün boyu mahallede oyun oynamaktır…kızak yapmayı,telli araba sürmeyi, ve annelerinin yaptıkları bez bebeklerine hırka örmeyi bilirler…kuşlar yuvalarına dal taşırken bir yuva kurmanın önemini en iyi onlar öğrenir …babalarının elleri ayakları nasır olmuştur çalışmaktan, tanırlar sevdiklerinin ellerini tutunca çalışan elleri…derme çatma duvarların içinde bahçeleri vardır ve küçükte olsa kendilerine ait evleri…is kokan duvarları hep çiziktir… sobada kestane yapmayı bilirler ve üstünde hep bir güğüm kaynar çünkü onların musluklarından hiç sıcak su akmaz, belki de zaman zaman hiç su akmaz…anneleri ye demeden karınlarını doyururlar önceki yazdan kalan ayva reçelini yağlı ekmeğe sürerek …baharla birlikte ilk çıkan erikleri karınlarını ağrıtacağını bildikleri halde ham ham yerler…arıların, kelebeklerin, baharın,yaşamın kokusunu, rengini, hareketini bilirler…ve onlar hiç yakınmazlar…tek amaçları okumaktır çoğu okur da…ve bir gün…bir gün gelir her şey tekdüzeleşir yaşamın koşullarında bir bakarlar ki bir piyon olmuşlar,birileri sürekli onları kutucuklara taşır ve sürekli mat olurlar…silkindiklerinde ise zamanı kaybettiklerinin farkına varırlar, gidip ararlar o bacasından siyah dumanlar çıkan evi, kelebeklerin uçtuğu bahçeyi, kopardıkları ham erikleri…yağmurla akan suların sürüklediği kırık oyuncakları…nafile…ruhları eksilmiştir hepsinin,hep bişeyler kayıptır…
….bugün oraya gittim…varoşluğunu yitirmiş, ruhunu bizler gibi kaybetmiş o çocukluğumun semtine…iclal abla yine köpek almış adını soramadım korkudan karabaş değildir diye…babaannemin evi…öyle boş,kimsesiz…ya bizim evimiz…şirinliğini yitirmiş…dinledim annemin sesi gelir diye…bizim…bizim sesimiz…tartışmalarımız ağabeyimizle…hiçbir şey kalmamış…arkadaşlarımın çocukları olmuş, sokaklarda oynuyor…ama hiç beklemiyorlar akan selin getirdiği kırık oyuncakları bizim beklediğimiz gibi…kalmamış çivi oyunları…
…..çiftinin peşinden neşeyle cıvıldayıp uçan bir serçe geçti birden önümden…tıpkı yıllar önceki gibi…bir de antenlerini uzatıp ağır ağır yol alan salyangozlar…değişmeyen bir tek onlar mı kalmış? ..
…..öğrenememişiz onlar gibi bir arada kalmayı, sıcak yuvalar kuramamışız annelerimiz gibi…ellerimiz hiç kızarmamış soğuk sulardan… gülümsemeyi unutmuş dudaklarımız…şarkı söylemeyi…Pazar günleri pikniklerini…toprağa ektiğimiz domatesten koparmayı…unutmuşuz geçmişe ne ait ne kadar anı varsa…gömmüşüz…
…..çocukluğum mu kaybolan, yoksa semtimiz mi…başımı minibüsün camına dayayıp yol boyu bunu düşündüm anılarım arkamda kaybolurken…
..

Devamını Oku
Funda Gür

İçimdeki şehire
Yolum düştüğünde
Kavşaklarda karşılaşırım
Diktiğim heykellerle

Tüm şehri doldurmak yerine
Taştan heykellerle
..

Devamını Oku
Ali Nazım Başaran

Denizdir İstanbul,kocaman ucu bucağı olmayan içdeniz,,umuttur İstanbul yarınlar gibi, gelmesi için özlem duyulan…
efsane bir şehirdir İstanbul, tarihten bu yana, Aşkların sevdaların yaşandığı, mutlulukların ve acıların çığlıklaştığı, umutların umutsuzluğa dönüştüğü, dostlukların ve hainliklerin birbirine karıştığı, keşmekeş bir şehirdir İstanbul…
Altındır ya, taşın toprağın, yıllar yılı akın akın göç ettiler, bir umutla sana, dünyanın heryerinden yeni yetme enayiler…ve seni kirlettiler, ve seni yok ettiler…
Ah İstanbul ahh kimi vezir olur sende, kimi rezil,,piç doğar çocuklar, Orospu olur kadınlar, Loş Aydınlık karanlık sokaklarında ve sende çirkefleşir insanlıktan çıkar insanlar…
ve herkes sende arar suçu, herkes sana atar çamuru,, hiç yoktur sana koşa koşa gelenlerin günahı…
eyy İstanbul biliyormusun, yalancı bahar gibisin, bir yanın güneş bahar bahçe…bir yanın mevsim kış Ayaz…
ey İstanbul biliyormusun görüyormusun,beni duyuyormusun…
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Kış bitti mart geldi adıda bahar,
Derelerden sular seller gür akar,
Ağaçlar tomurcuk her yer gül kokar,
Nede güzel olur bahar havası.

Güneşin şavkısı vurur denize,
Gökyüzü masmamavi görünür bize,
..

Devamını Oku
Mehmet Recep Sünbül

Mecazen anlatırım ancak ben seni
Elimde aslına örnek mi kalmış
Ruhuna bir bahçe saklan mış sanki
Varlığını kıskanmayan bir gül mü kalmış
Elimde olsa bütün gökyüzüne inan ki
Merve diye yazardım yürek mi kalmış
Eğer gülüşüne bir gün değer biçsem ki
..

Devamını Oku
Anar Arda

Ben köye gidince
Tarla bahçe gezerim
Toprakta yuvarlanıp
Kuş sesini dinlerim

Domates, salatalık, biber
Babaannem bunları eker
..

Devamını Oku
Yüksel Nimet Apel

Elinde bahçe makasıyla bahçevan
yaklaştı bir gül ağacının yanına

bahar gelmişti uçuşurken kelebekler
mis kokularıyla güller
bezemişti her bir yanı

..

Devamını Oku
Bülent Bilir

G özlerinden akan bir damla yaştı düşen yüreğime,
İ liklerime kadar ıslandığım aşkınla
Z ambaklar açmış ve ölmüşlerdi ardından
E limde tutamadığım mutluluk gibi bir an
M utluluk gibi herşeyin yaşanmışlığı ve bitişiydi

G özlerim ardından bakakaldı, her anın karelerini gözümden tekrar tekrar geçirerek
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Babamın bir mürşidi vardı
Her ahlakını sayamam şimdi
Bugünlük ağaç, sebze ve zibil
Evinin önündeki küçücük bir bahçe ama
Gel gör bir gösterilen ihtimamı
İki naylon (römork) zibili birden
Satın alıp bu küçücük bahçeye
..

Devamını Oku
Filiz Turan

Gönlüm bir bahçe idi viran
Çiçekleri solmuş açmayı unutan
Toprağı çatlamış susuzluktan kuruyan
Gülüne hasret bülbülü susmuş
Kapısına üst üste kilitler vurulmuş
Umudum yitmiş kadere küsmüş
Düzeltmeye bu canda yok idi derman
..

Devamını Oku
Yasin Duman

Bazen gö(.) ünden gelen sözler olur. Söylersin... Sevilir..
Bazen gönülden gelen sözler olur. Söylersin... Sövülür..

Bilirim ki; Sevilir.. tellenir başaklar el üstünde
Bilirim ki; Sövülür.. yıldızlar dökülür sema üstüne

Kırık camdan pullu çerçeve
..

Devamını Oku