Senli düşüncelerimden
Beni çıkardıkça
Tanık oluyorum bizliğe
İstanbul tutmuyor ellerimden
Ölen aşkların faili meçhulü
Çetelesini işliyor
Dinmez yorgunluğu gönlümün,
Dünyamı aydınlatan gözlerin olmasa...
Dalıp gittiğim duvardaki resmin,
Güneş gibi içime doğmasa...
Herkesler uyudu, gökyüzündeki kuşlar bile,
karanlığın içinde
gözleri buz mavisi
hayat ve o iç içe
düşünüyor sessizce
ağaç dalları örtmüş
Yaklaşan zaman ellerine süründü.
Ortalık toz duman!
Göz yuvalarına oturmuş kan!
Ve sürünen bir gerçek;
Karanlığa doğru yürüdü...
Ağlatan şarkılar vardır.
Hani göz pınarlarının önüne set çekilmez oluşuyla...
Bana dokunmayandı
Kendine dokununca teni acıyan,
İçinde büyüyen sürek avı…
Oysa tüm şiirleri yağmurlu havalarda ekmiştim
Nadasa bırakılmış gözlerin içinden geçerek…
Yokluğunda
Geceleri değişik renklere boyuyorum
düşler atlasında...
Yaşamak dediğin seni sevmekse
Yaşıyorum seni seninle birlikte
Bir hesaplaşmaydı geçmişten kalan, unutulmaya yüz tutmuşluğuyla yaşanılan bir aşkın üzerini örtmek istercesine, yeni bir yöne uçuşlarım. Belki doyasıya yaşanmışlığın verdiği kuvvetti. Belki hiç yaşanmamışlığın yaşanılası yanıydı sana gelişlerim.
Gözlerinin içine baktığımda kendimi unuttuğumu söylemiş miydim?
- Hayır
Şimdi söyledim duy o zaman
-.............................
Yazılmayı bekleyen en güzel şiir sensin kadın, sendin yazılmışlığınla… Hiç kimse sen değildi ve sen hiç kimse değildin. Bilmelisin yazımda kışımda senken. Bana mevsimlerden söz etmemeliydin Yalnızca gözlerinin içindeki gülümsemeyi görebilmek adına, aşılmayacak mesafeler yoktu. Ve yine bilmelisin senden sonrası yoktu…
tohum düştü.
baş gösterdi.
serpildi boy attı.
kopardım yeşil!
utangaç kızardı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!