Sen yanımda olmasan bile içimde yaşıyorum seni, senden uzaklarda... Senin varlığın huzur, yokluğunu düşünmek en acısı yaşamanın. Biliyorum sende gideceksin. Senden öncekilerde gitmişlerdi. Herkes bir yerlere gidiyordu ve gidenler geriye dönmüyordu. Bir kaç şiire sığıyordu yaşanılanlar ve sönüp bitiyordu.
Bu sefer farklı düşünmüş olsam bile, gidiş rüzgârları usulca esiyordu.
Şimdi kaç şiirde yaşayacak ve kaç şiirde öleceğinin hesabını vermeli...
Ve ben kaç kere daha ölüp dirileceğimin...
Gece ilerlerken yüzüne
Korku pınarlarına saklanır düşleri
Aramıştır kaçıncı kez
Boğazına düğümlenen sözleri
Sürüler geçip gider
esiyorsa rüzgar hırçın hırçın,
doğuyorsa her sabah, karanlığı yırtan güneş
yağıyorsa deli dolu yağmur durmaksızın
kaplıyorsa yeryüzünü beyaz kar örtüsü
elbet vardır bir nedeni...
Karanlıktır senin yüzün
Bakmasını bilene ışıyan
Sessizliği bozuyor kuşlar
Gecenin yarısı çatıya tünemiş
Dinliyoruz kimsesizliğimizle
Sabaha dönüktür yüzün
Pencereden içeriye yansıyan
Işıltılı bakan gözlerinin
Geceden kalma buğusu
Mahcup bir o kadar munzur
İzliyorum seni izinsiz
Çay karası gözlerin düşüyor önüne
Sol yanından uçuyor serçeler
Serinleniyor gün ve gün sen dolu
Şaşıyoruz karşılıklı bakarken
Çekildim
Ne kadar çekilmem gerekiyorsa
Senden kenara, benden ötelere
Söylediklerim sen dedi
Dile gelen, benden giden
Bir gün unutursan kendini
Zeytin ağaçlarının diplerine bak
Yere düşen bir tanede göreceksin
Kendini ve kendinden ötesini
Kirletilmiş dünyanın içinde; lekelenmiş sevdaların en temiz sayfalarına taşınıyorsun. Bana öyle bir şey yazdır ki yazdığım son olsun diyebileyim. Sensizlikte üşüyorum, içimi ısıtan gülüşünden uzaklarda... Seni yazarken yaşıyorum, yaşadıkça yazıyorum. En suskun zamanlarından başlayıp, en coşkulu anlarına dokunuyorum. Yazılarda seninle dolup taşarken, sevgimi hasretimi sen diye işliyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!