4. Bölüm
Gün perdesini üzerine çekmiş, şehir ışıklarını yakmıştı. Sofra kurulmuş ve karşılıklı bakışmalara ev sahipliği ediyordu. Gündüzden pet şişelerin dibini kesip, içine su koyup buzluğa yerleştirmişti. Ayağa kalkıp buzluktan onları getirdiğinde Elvan şaşırdı.
İlk kez rakı içeceğim dedi. Bir arkadaşım sek içmelisin diye söylemişti.
—Sen beni izle, hoşuna gitmezse sek içersin. Çünkü ilk içiyorsan ağzına anason kokusu geldiğinde tiksinebilirsin. Dene ve kararını öyle ver dedi.
5. Bölüm
Gün ışımaya başlamıştı. Bütün bir geceyi yarım yamalak uyuyarak ve yanında yatan Elvan’ı izleyerek geçirmişti. Şimdi yanındaydı. Uyurken bile yüzü gülüyordu. Bir ara Elvan gözlerini açıp, benimi izliyorsun bile demişti. Hiç konuşmadan dudaklarına bir buse kondurup yeniden uyutmuştu canının yarısını… Yataktan kalkıp bir duş aldıktan sonra, salona geçmişti. Dün geceden kalan masayı toplayıp, çayı demlenmeye bırakmıştı. Yatak odasına gittiğinde Elvan uyanmıştı. Yatakta öylece yatıyordu. Uzanıp yanına günaydın canım dedi. Elvan hiç cevap vermeden, boynuna sarılıp öpücüğünü kondurdu dudaklarına… Duş almalıyım diyerek fırladı gitti yanından. Duştan çıktıktan sonra, demlenen çayı görünce, güzel bir kahvaltı sofrası yapalım dedi Elvan. Çay hazırdı ve kahvaltı sofrası çok güzeldi. Tabakların içine yan yana dizilmiş kahvaltılıklar, renk uyumu muhteşem görünüyordu. Birlikte dün geceden sohbet edip, gülüşerek kahvaltılarını yaptılar. Saat 12.00’ı geçiyordu. Az konuşup, çok bakışıyorlardı. Kelimelerin anlatamadığını, gözleriyle birbirlerine aktarıp anlaşıyorlardı.
—Akşam için neler yapalım diye söze başladığında Elvan sözünü kesti.
Dışarı çıkıp bir şeyler alalım.
6. Bölüm
Yıldızların aydınlattığı bir gece ve içinde özenle kurulmuş masa. Karşılıklı sohbet edip, kadeh tokuşturup yaşadıkları zaman diliminin tadını sonuna kadar çıkartıyorlardı. Elvan üzerindeki yeni geceliğiyle çok güzel görünüyor, her kadeh güzelliğine diyerek kaldırılıp içiliyordu. Aylardır birbirlerini görmemiş iki kalp karşılıklı tek beden gibi çarpıyordu. Sessiz kaldıkları zamanlar, gözleriyle konuşup anlaşıyorlardı. Çakırkeyif bir gece, güzelliğiyle ilerliyordu. Rakı bitmiş, sohbet bitmemişti.
Karşısında oturan Elvan’a dolaptan bir bira getirir misin? Canım dedi.
—Tabiî ki hayatım ama ben daha içemem diye cevap verip, dolaba gidip birayı açıp getirdi. Karşısına oturdu.
7 Bölüm
Gece kabuğuna çekilmiş, nöbetini devralmıştı yeni gün ve eşliğinde pencereden içeriye süzülen güneş dolmuştu odaya… Elvan uyuyordu ve onu uyurken izlemek büyük bir keyifti. Birkaç küçük dokunuşa tepki verdi. Boynuna kondurulan öpücüklerden kaçtı.
Uykum var
8. Bölüm
Son geceleriydi. Dolapta kalan yiyeceklere bakıp, eksik olanları belirledikten sonra telefonla siparişlerini verdiler. Yine rakı dolu bir akşam olacaktı. Dolapta kalan 3 şişe bira gündüz içilmişti. Elvan hiç bira içmemişti. Aradan çok zaman geçmeden kapıları çalındı. Siparişleri gelmişti. Malzemeleri alıp tezgâhın üzerine koydular. Hesabını ödedikten sonra kapıyı kapattı. Ellerinde kalan tüm yiyeceklerle güzel bir masa kurmuştu Elvan.
Karanlık çökmüş saat 20.00 olmuştu. Güzelliğine diyerek kadehini kaldırdı.
Gülümsedi Elvan eşlik etti…
9. Bölüm
Yeni gün sıcak olacağını, sabahın 07.00’da göstermişti. Güneş yakıcı ve bunaltıcılığıyla yükseliyordu. Havanın sıcak oluşu düşüneceği son şeydi. Bugün ayrılık günüydü ve birkaç saat sonra ayrılacaklardı. Elvan’ı dürttü ama az daha uyuyup kalkıyorum canım cevabını alınca, yanağına bir öpücük kondurup salona geçti… Canı hiçbir şey istemiyor. Ağzının tadı kaçıktı. Bir sigara yakıp, buzdolabının kapısını açıp baktı. İçeride pek bir şey kalmamış, kalan şeyleri sabahın bu saatinde yemek uygun olmaz diye düşündü.
Aradan kaç dakika geçtiğini hesap edemezken, içeriden gelen sesle kendine geldi. Elvan kalkmıştı. Saatine baktı. Saat 08.15’ti. Odaya doğru gitti. Elvan yatakta uyanık bir şekilde ışıldayan gözlerini üzerine dikmiş, kollarını açarak yanına gelmesini işaret ediyordu. Hiç düşünmeden üzerine çıktı. Öpüşmeye başladılar. Sarılıp birbirlerine çılgınca sevişiyorlardı. Veda ediyordu bedenleri birbirine ve bunu bildikleri için ayrılmıyorlardı. İkisi birden zevkin doruklarına çıktığında; hazırlanıp yolculuk vaktinin yaklaştığını konuştular. Elvan yataktan kalkıp duşa girip çıktı. Çantasını toparlamaya başlamıştı bile… Duşa girip çıkınca Elvan’ın saçlarını kuruladığını gördü. İşiniz zor. Hazırlanmanız ne kadar uzun sürüyor diye ona takıldı. Elvan gülümsedi. Ayaküstü öpüşüp toparlanmaya devam ettiler.
Gitmek
Kendinden ve birçok şeyden
Kalmak aslında açılımı
Beden giderken ruhen
Giderken
En son gülüşüm dudaklarında kalmıştı
Saçlarından gelen esintilerle serinlerken
Bir yaz akşamıydı
Hatırıma düşen bir fotoğrafında bulmuşluğumla
Şimdi içerleyişim yan yana olmayışımıza
Aşk nedir dedi birisi
Hastalıktır dedi ötekisi
Arkalardan bir ses geldi
Yanıştır dedi.
Kimse duymadı sesini
Yandı gitti…
Bir resmin içine sığmış, farklı iklimlere açan çiçeklerdik




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!