Seni sen eden kadınlığın değil yüreğindi
Onca badireden sağlam çıkmış
Hayata tutkuyla bağlı kalan yanıyla
Her yenilgin kamçısıydı yürüyüşünün
Başı dik ardına bakmazsızın emin adımlarıyla
Uyanışımsın yüzyıllık mabedin kapılarını aralayıp girişlerinle dünyaya...
Bazı tarihler
Tarih içinde mekânlar
Mekân içinde saatler
Saatler içinde yaşanılanlar unutulmaz…
Küçük şiirler yazıyorum sana
Küçük yazılara gizliyorum seni
Küçük düşünüyorum
Büyük seviyorum
Üzüldüm içime akıttım ne varsa senden yana,
yağmur yıkamaz suçluluk ve güneş ışımaz,
ışısa aydınlatmaz gerçekler karşısında...
Sensizliği biriktirip
Sessizliğe katık ediyorum
Kadehimi doldurup
Mezesini sen yaparken
Yudumlayarak seni içiyorum
Yokluğunda geçen zamanlar diye başlıyor şiir, devamı gelmiyor. Gelişinle verdiğin huzur, gidişinle içine hüzün karışıyor. Bir gülüşün kalıyor senden geriye, birde sıcak dokunuşların... Her şeyin bitebileceği ihtimalini düşündükçe; bitti artık diyerek gidişin gözlerimin önünde canlanıyor. Bitiyormuş demek diyorum. Sadece küçücük bir kelimenin içine sığıp gidiyormuş onca yaşanılanlar, bitti… Kendi küçük içi büyük bir kelimeyle savaş veriyorum. Bitmeseydi diyorum mesela, bitmeseydi böyle…
Her biten aşkın enkazını birileri kaldırır. Hiçbir aşk kendini gömmez, katili vardır ve meçhul bir cinayettir. Eşkâli belli olmayan zaman dilimlerinde…
Büyük insanların büyük dertleri olurdu
Küçük insanları göremeyecek kadar dünyalarında
Bu yüzdendir sadece büyük insan olarak kaldılar
İnsanlıktan nasiplerini almadan
Sahte gülüşlerim var
Kendimden kaçışlarımı maskeleyen
İtirafı zor yaşadıklarımla
Bir yanım hüzün duvarı
Bir yanım ölüm boyalı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!