Vatanım Türkiyem, cennet kokulu toprak,
Dağında çiçek, ovasında buğday var.
Tarih konuşur her taşında, her yolda,
Ey aziz millet, seninle övünür yar.
Kuzeyinden güneyine, doğudan batıya,
Bazen yorulur kalp, taşıyamaz yükünü,
Sevdanın ateşi yakar, küle döker ömrünü.
Tutunmak ister insan, ama elleri boş kalır,
Anlar ki; bazen vazgeçmek gerekir, çünkü hayat ısrarı kaldırmaz.
Her “bekle” sözü, biraz daha yaralar,
Yaktın be adam…
Bir yangın gibi düştün kalbimin ortasına,
Yetmedi, küle dönerken bile
Rüzgâr olup savurdun beni darmadağın her sokağa…
Bir gülüşüne ömür adadım,
Yalancı aşklara kanmadım artık,
Sahte gülüşlere, boş sözlere inanmadım.
Sevgi dedikleri, bir hevesmiş meğer,
Bir çıkar, bir oyun, bir sahte sahne.
Bir zamanlar gözüm kapalı sevmişim,
Senin yalanların beni çok yordu,
Bir "seviyorum" dedin, bin yara doğdu.
Güvendim… elimdeydi kalbim sana,
Ama sen tutmadın, bıraktın soğukluğa.
Her sözünde başka bir gölge gizliydi,
Bir gülüşün vardı, masum gibi,
Bir bakışın vardı, bahar gibi.
Ama meğer içinde fırtına saklıymış,
Senin sevdan, bir yalan masalmış gizli gizli...
Dedin ki: “Sonsuza dek seninim ben,”
Gitme dedim içimden, ama sustum,
Dudaklarım kilitlendi, dilimden utandım.
Kal demeyi gururuma yediremedim,
Gidişinle ben, yarım kaldım...
Bir tek bakışınla darmadağın oldum,
Bir gün ölürsem, yazmayın uzun uzun,
"Çok iyiydi", "çok severdik" demeyin ardından.
Çünkü ben yaşarken yalnızdım,
Ve o sözleri, o sevgiyi bekledim yıllarca sessiz arkamdan.
Sosyal medyada dizmeyin duyguları,
Ben bir yetim kızım,
Adımı bile usulca söyler rüzgâr.
Oyuncağım olmadı belki,
Ama hayallerim vardı kocaman, yarım kalan.
Saçımı okşayan el yoktu,
Sandılar ki düştüm, kalkamam bir daha,
Kalbim kırık, sol yanım boş, susarım sonsuza.
Oysa bilmiyorlardı içimde bir fırtına var,
Ve ben susuyorsam, bu sadece öncesi kasırga.
Bir gün ağladım, evet... gizlice, sessizce,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!