sığ bir aşk oynaşmasında
kırıldı tüm camlar
yıkılan bir duvar altından
çıktı hayalet
sırtına saplanan bıçak bile
kasvetli bir günün griliğine bulandı kelimeler
sus saatlerinin ses verdiği ıssız dakikalarda şair
geçip giden hayata yabancı gözlerin ölgünlüğü
hüzünde dillenişi dilsizliğin… çöreklenir ayrılık yüreğe
kapının ardında bir heykelin görünmezliği
kara bir sayfanın üstüne çizilmiş
beyazlığın içinde yuvarlanan
bir maviye bulanmıştı düşler
senin perdelerimi araladığın anlarda
elimizde paletler birlikte boyamıştık
dört bir yanımızı
S'li sözlerin sihri
sümbüllerin salkım saçak salındığı
semaların sevisiyle sevişen
seslerine sıcak sürmüş
sihirli sözcüklerin serseri sisleri
yana yakıla sevdiğimi sanıyordum seni
ne denli bu yanılgılar içinde
kavrulmuş hayat oysa
başka bir şeyin alazları içimdeki
tutsağı olduğum…bambaşka bir şey
-I- “gitme planları”
gidişlere kurdum saatleri ne zamandır
es kaza çalsa alarmı
toplayıp gideceğim
ne var ne yok
komplike bir hareketle savruldum
komplolarında sözlerinin ve senin
dağıldı tüm topladıklarım yeniden
çünkü
çünkü girdin içine kimsesizliğimin bir kez daha
hoş
Koca bir mayın tarlası
Dünya!
Her adımda bir patlama
Güven yok artık
Arzular ne denli
Alev alev yansa da...
hiddetle kalktı yerinden
kılı kırk yaran kabadayısı mahallenin
koşturuverdi peşinden arkasına aldığı narası
ya Allah ya kerim
kızgın bakışlardan yayılan öfke
elinde sürüdüğü tırpanıyla
üzerine basılmış papatyaların ezikliğinde
seyrederken gün yüreğimde
duyan yok isyanımı
kızılına öfkemin
dokunan yok
bilen yok yangınlarımın büyüklüğünü içimde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!