Sümmanî :
Her ne kadar hünsâ olsa bir şecer
Dalında bir çiçek açmayı bilir
Yetişir semere burcunda bârı
Gönül arzedene saçmayı bilir
BEŞİNCİ FASIL:
Sümmanî :
Deli gönül ile düştük bir cenge
Hikmeti sorulmaz iştir bu gönül
Günden güne girer her türlü renge
Kendi kadri kıymetini bilmeyen
Altın olsa, kıymetini pul eyler
Aşık Nihani
Kaynak: Zekeriya Gedik; Aşık Nihani Divanı
Bin üç yüz yirmi dört tarih bu müddet
Diyâr-ı gurbete râh-revân oldum
Şeher-i Batum’a kıldım azîmet
Âşık Sedayî’yle bir dîvân oldum
Merdegarip idim, kendi hâlimde
Zâlim felek sana nettim neyledim
Düşman kılıçları, çal-hâ çaldadır
Bardız Dere hâlin yanıp söyledim
Kimse yol öğretmez, eyce yaldadır
Bu otuz harbine cân mı dayana
Ne yatarsın hâb-ı nâzda
Uyan cânân seher vakti
Niceleri var niyâzda
Diler ihsân seher vakti
Seherde kuşlar kamusi
Gel diyelim Hû adı
Seher vakti olanda
Baldan leziz Hû yâdı
Seher vakti olanda
Yatma seherde uyan
Şehr-i kabristanı seyreyle gönül
Tuttuğu dünyayı atanlara bak
Elvan libasları giyip gezenler
Çürüyüp toprakta yatanlara bak
Bu nice şehirdir uyumaz uyklar
Kapında olmuşum sâil, ceset içre cân senindir
Bu günâhlar yakar beni, affet şeref şan senindir
Yedi dâmu, sekiz cennet hûrîyi gılmân senindir
Yedi zemin, yedi semâ, arş ile Rahmân senindir
Ehl-i hakîkatte, ilm-i hikmette
Adâlet lâyıktır sevdiğim sana
Evvel şerîatta hak tarîkatte
Muhabbet lâyıktır sevdiğim sana
Sensin tâ ezelde cânlar cânânı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!