Yıllar oldu bir ceylanı izlerim
Ararım bulamam iz üzdü beni
Tükendi mecâlim, yorgun dizlerim
Elin cân dediği söz üzdü beni
Artıyor azalmaz bu benim derdim
Karakışta savaş oldu, bilin efendim efendim
Bağrımıza ateş doldu, gelin efendim efendim
Enver Paşa köye geldi, millet kalktı kıyâm oldu
Ordu dağda telef oldu, duyun efendim efendim
Tipi vermez bize aman, düşman zâlim kötü zaman
Sana kalk dediysem gönül yürüme
Bir günde yolların kara mı bağlar
Yiğitler derdini açmaz âleme
Kan eder içine yara mı bağlar
Âdeti böyle mi bahçe bağların
Tâ ezel tecellim Levh-i Kalem’de
Bu benim bahtımı kara yazdılar
En kara talihli benim âlemde
Bir âhımı yüz bin zâra yazdılar
Arîfler bilirler aşkın hâlini
İnanma dünyanın fendine yâhû
Bunca kahramânı, yedi kara yer
Evliyâ, Enbiyâ cemi peygamber
Nice Nebileri, yedi kara yer
Bu devr-i dünyadan umulmaz vefâ
Eyyamı yaz gidip (Geçti yaz ayları) güze dolandık
Bakarım etrâfa kar oldu dağlar
Bozuldu bostanlar yeni inandık
Çekildi bülbüller, vîrâne bağlar
Arz eylemez seyre giden sunalar
Halîfe-yi ruy-i zemin padişah
Yakında sahibi vatan olacak
Sana nusret vere Cenâb-ı Allah
Velâkin emrine uyan olacak
Emrine uyanlar vatanperveri
Keklik gibi kanadımı süzmedim
Murâd alıp doya doya gezmedim
Bu kara yazıyı kendim yazmadım
Al kanlar içinde kaldım gel beyim
Al kanlar içinde oldu bu yazı
Dört bin beş yüz kişi gönüllü erler
Öz vatanda şirin cânlar bizimdir
Tahsin Yazıcı oğlu Paşamız derler
Din ulusu, bu aslanlar bizimdir
Şahap Gürler Paşa teftişe gider
Dertsiz idim dert ehlinden dert aldım
Aşkın ocağında, köz baka baka
On dördünde bir ustadan ders aldım
Guş verdim kâmile söz baka baka
Benim bu tecellî nem ile geçti




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!