Fakirliğin yüzü kalmış;
apart ayakların sivri topukları altında.
Şehirler mi yanmış? İnsanlar mı kötü!
Hava mı isli? Yürekler mi pis?
Ne olmuş ki
insan; açlığa sürgün
Hani o çığlıklar,
Utangaç görünen farkın nerede?
Çürük bir meyve gibi yere düşen utansın!
İlk günü getiren ayaklar
Son günü götüren, kader utansın.
Ne var ki usanmıyor günler yakamda
Bir bulut gibi yüksekten seyrine bakılır, teselli bilmeyen gözlerle.
Töresiz, benliği küf tutmuş yerime konuşan dil kimin, söz kimin?
Sükût ettiğimiz gibi yüz yıldır, üstümde gezen bu uğursuzluğuyla
Yüreğime izinsiz girişe geçit açan, bende sizdenim diyen kalleş kim?
Bu kadar zaafı tutmak, zamk gibi içime her çelişkiden
Esareti, cennete misal edip, özgürlüğüme dayatmak kimin haddine!
Sen gönül kilidinin deliğini gösteren
dil anahtar olunca ne diye kızarsın!
Sen ruhunun sınırlarında umuma hayret
etme hiç! Her erkek cümle sarkacak!
Zihninde ki fahişeye köşe bucak ararsın.
Ne yanım doğru istikametlere bakar.
Ey, onuru yüksek yüce mertebe!
Gözlerim kısık, gözlerim bilmez...
Yüreğim derin acıların husulün de
yok bilmez bir zindan mıdır bu?
Bırak! Sessizliğin sürüp gitmesini,
sana baksam bir fısıltı kadar narin,
eşi olmayan halini ser gözlerime
önüme çık, çık ki boşa gitmesin.
Hislice daldığım yerden gel biraz
cesaret, hadi sokul, atıl üstüme!
Geliyor işte şahım, sonsuzluğunu aratmayan
Mahiyeti şuurun, her yanda cemali sözüne yemin ola.
Fırsat varsa dilimde tekbiri ilahi verdiğin bu cana;
Pıhtısından kanın, tozundan kemiğin ve varlığından
Aman etmeyen çekilsin! Izdırabına hazır cümlesi âlemin
Dönmek için yanıyor, boşluğa saçılmış iki zıt atoma.
Diyelim ki ben yanlış anladım;
sen anlatmakta kusur işledin.
O halde teşbih ettiğin bu yol,
boka sarmış ağa, aklı değiştir!
Sandığın o biz olmadık daha,
olmadık işleri başımıza yıkarsın.
Ne aynıdır ah bu sancısı aşkın
Ne yalandır duyulur, en güzel şarkıda
Sessizce bir acı sokulur içine;
Tatlı bir telaştır saat başı kurulan.
Çalmadı hiç kimseye böyle bir zaman
Sormadı yüreğin içini açıpta
Ağzı Allah diyenin haram sıçan götüne!
Layıksınız ulan, layıksınız! ...
Aklı şaşan zübab'ların iğne girse götüne
yetmez bu deyu deyu çuvaldızı ararsınız.
Han ile handanı; kar olmuş, kara olmuş.
İlet ile gele gele; içten içe yara olmuş.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!