En çok gördüğüyle ilgilidir aptal insan
düşünceleriyle ilişkilendirilmiş bir hiçi,
erotizme çeviriyorsa korkun ondan.
Onun gerçekle işi yok, sapkın inancı;
tüm güzelliklerin üzerinde bir töhmettir.
Zahmet buyurmaz iyiliğe giden yolda
Önce korkmuş gibi görün,
sessizce boynuna eğil ve benimle gel de.
Eee Sonra da;
asmak için kendini bir gökkuşağı dile! ..
İstersen, imdat! .. De... Veya defet kendini.
Ve sen halim!
Ağlama sakın, yanaklarıma yaş salma yüreğim!
Çocuk değilsin daha çok düşer başım hüzünlere.
Görürsün belayı, sükûnet etti diye aldanma!
Her acıdan inlerken zaman vuracak, o dinlenmez
Boynumu eğme! Yıkma beni sakın, sen yerlere.
Kulağımda acı bir ses!
Dinliyorum, ben çıkmışım aradan
bensizlik içinde;
hani kefenim, hani mezarım benim,
hani, kanlı bir ceset olup düşesim! ..
Bu anlar, öyledir bana!
Peki, ne gün beklesin bu sabahı
ne kıyılar suyunu denizin.
Ne martıları duyalım biz, biz olalı yürekçe
bir mezar getirsin okunan ezanlar
kelamı sen duyur, sen duyur herkese
herkes de duysun cehenneme gittiğimi.
Saçmalıktır şiir biraz aslında
Saçmaktır kendini şu orta yere!
Senin olma ihtimali sıfır olan için;
Yüzde yüz olmaktır, dönmeyen yüze.
Bir ıssızlık oturmuş içimin kapısına
bir aralık bulmuş aman diyeyim,
Eyvallah etmezsem, kim selam verir bana.
Ay gibi tutulur, mateme oturur ve gitmez
lir gibi çalınır şahıma.
Çok değil kendime az geldiğim
Yüreğim gelir sana belki bahane
Saçları kömür gibi gözler şahane
Aklı benden uzak ey sevdiğim.
Yanmaktan kastım avuçlarında
Uzatmayalım; her işimiz bizim tezdir!
Tekdir, acele etmek ekmeğin hamurunda,
çayın şekerinde, huyun tohumunda...
Suyunda kar güttüğümüz şu sevgi;
ter götürür gözlerin çöllerinde, aceledir bizim işimiz!
Taşlardan yontulmuş
Sökülmüş kayalardan
Ne çamurdan bir yürek
Ne demirden bir kol
Etten, kemikten canım
Bende hücre hücre




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!