Esti serseri rüzgâr,
Dağları söktü gitti.
Yağmur yüklü bulutlar,
Gözyaşı döktü gitti.
Hissetmesin diye kokunu rüzgâr
Sakladım mendili, yelden gizledim
Sensiz notalarda mahzun şarkılar
Mızrabı avuttum, telden gizledim
Sessiz çığlıklara kattım sözümü
Yıldızlar bana da bir yuva kurun,
Gökyüzünün engin derinliğinde.
Bahçeme misafir olun oturun,
Yaz gecelerinin serinliğinde.
Bugün gönlümü gördüm, gönlüme gönlü sordum:
“Dur, dinle, anlatayım halimi tek tek.” dedi.
Acılar dehlizinde ne varsa hayra yordum
“Bunca keder arası haydi tut dilek.” dedi.
O sordu, ben söyledim; ben sordum, o söyledi.
İçimde bir dünya var
Senle kalamam gönül
Israr etme bu kadar
Seni alamam gönül
Feleğin acı çarkı
Gönül kalburumun teli
Bölük pörçük elemiyor
Mendiller cepte ıslandı
Gözyaşını silemiyor
Yalnızlık denizinin ortasında bir gemi
Terk edilmiş limanın yolcusundadır aklı
Kara trenler artık incitmiyor içimi
Hasrete müptelayım gam keder bende saklı
Her gözyaşı sonrası ya zelzele ya tufan
Dalgın dalgın bakıyor,
Nerde saklı gözlerin?
İnceden yaş akıyor,
Hep firaklı gözlerin.
Kalmasın içinde ne varsa taşsın
Kirpiğin ıslansın son kez söyle git
Hırçın dalgalara sesin ulaşsın
Yamalı gönlümü sök de öyle git
Beklerim günlerce aynı limanda
Yakarmış insanı ateşi meğer
Hasrete düşenin, kül olsun adı
Gözün başkasına kayarsa eğer
Kararsın hayatın, zül olsun adı
Sevgi ipliğini işle derinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!