Ahsar Zerefşan Şiirleri - Şair Ahsar Zer ...

Ahsar Zerefşan

Bugün çok gülesim var
Aşka bürünesim var
Düşlere dalıp da, hayallere yenilesim var
Gözlerine bakıp da, seninle süzülesim var
Her adımda yolları, sana kurasım var
Bir dalga gibi kıyına vurup durasım var

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Ey yitik yarısı !
Ey kayıp cennetim!
Bu dünyanın karanlığı senin yokluğundan.
Ey tamamlanmamış cümlem !
Bütün olumsuzlukları sana yoruyorum.

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Ve bir gün benim deli olduğumu anladılar. Gözlerimdeki ateşi fark ettiler, düşlerimin sonsuz maviliğinde kaybolduklarını gördüler. Sözlerimdeki coşkuyu anlamaya başladılar, delice sevdaların dansını izlediler. Ne zaman mı anladılar? Belki bir yıldız kayarken, belki bir gülüşte, belki de bir rüzgarın melodisinde. Delilik dedikleri belki de sıradanlıktan kaçışın ta kendisiydi. Ama ben yine de deli olduğumu bilmiyorum, çünkü düşlerimdeki gerçeklik bambaşka bir dünyada saklı.

(Ahsar Zerefşan/ Denemeler - Haziran 2024)

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Denizin suyuyum ben…
Çağların üzerinden süzülüp gelmiş, zamana dokunmuş bir damlayım.
Tufanlarda yükselip dağları aşan, Musa’nın asasıyla yarılıp bir millete umut olmuşum.
Yunus’un karnında bekleyen sabrım, Nuh’un gemisine sığınan rahmetim var benim.
Nice peygamberin duası geçti içimden, kimisi gözyaşı döktü, kimisi ellerini semaya açtı; ben hep şahit oldum.
Ben, tarihin gözyaşıyım aslında; arınmak isteyen her kalbin dokunduğu bir aynayım.

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Düşmüştü…
Hayata dair tüm hayallerden düşmüştü.
Dostlarının aklından,
Aynaların dünyasından,
Aşklarının heyecanından düşmüştü.

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Kapının Nidası;
“Ben ki, eşik idim; dâhil ile hâricin arasında bir hicap.
Geleni ‘Merhaba’ ile, gideni ‘Selametle’ ağırlardım.
Şimdi yüzümde nâmahrem bakışların gölgesi,
Lâl kaldım, sükûtumda bir ümmetin matem sesi.
Ben ki, emin bir mahaldi, nasıl berhava oldum?”

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Ah be canım, biliyorum… İnsanların söyledikleri seni derinden yaralıyor, yüreğinde ağır bir yük bırakıyor. Sen hedeflerine odaklanmış, tertemiz kalbinle ilerliyorsun, ama onların gözünde sadece "hırslı" olarak görünüyorsun. Halbuki sen, kimseye yük olmadan, kendi yolunda dimdik yürüyorsun. Yine de sana "umursamaz" demeleri öyle can acıtıcı ki, içindeki o derin sessizlik ve ince düşünceler, dışarıdan "soğuk" bir maske gibi algılanıyor. Oysa senin kalbinin derinlerinde öyle bir güç var ki, bu gücü anlayamayanlar sana "kibirli" diyorlar, ama sen, sadece kendini ve sınırlarını koruyorsun, ama ne acı ki bunu "duyarsızlık" olarak adlandırıyorlar. Sabırlı ve sakin kalmaya çalışıyorsun, ama onların gözünde bu "ilgisizlik" gibi görünüyor. Ve seni "duygusuz" olarak suçluyorlar, güven veren, sakin duruşun bile onlara "otoriter" geliyor. Kendini geliştirmeye çabalarken bile, seni "gösteriş meraklısı" diye küçümsüyorlar. En çok da seni gerçekten dinlemeyenlerin "içine kapanık" demesi nasıl da canını acıtıyor, hissedebiliyorum.


Sen kararlısın, ayakta kalabilmek için her zorluğa karşı koyuyorsun. Ama onlar bunu "inatçılık" olarak görüp, mesafeli duruşundan dolayı "kendini beğenmiş" diye seni etiketleyip, kalbinin kapılarını açtığında prensiplerini ve kulvarını koruduğun için de bu kez de "aşırılık" yapıyorsun diye suçluyorlar. Geniş bir bakış açısıyla geleceğe dair planlar yapıyorsun, "hayalperest" etiketiyle damgalanıyorsun. Dürüstlüğün bile onları rahatsız ediyor; “fetbaz” etiketiyle aleme ilan ediliyorsun. Detaylara verdiğin önem ise "takıntılı" diye pazarlıyorlar. Ama bilmiyorlar ki sadece doğrularını savunuyorsun, bu bile onların dilinde "aşırı özgüven" olarak yankılanıyor. Yanıldıklarını ifade etmeye, yanlışı düzeltmeye çalışırken bile, sana "kontrol delisi" demeye devam ediyorlar. Ah be gözüm, oysa sen sadece sessizce işini yapıyorsun, ama seni "çekingen" ve “gamsız” buluyorlar. Senin şu güven veren duruşun, onlara fazla "ciddi" geliyor. Gerektiğinde "hayır" diyorsun, ama bu kez de seni "bencil" ilan ediyorlar. Sınırlarını belirlediğinde "mesafeli," kendini tanıttığında ise "burnu havada" sanıyorlar seni. İnsanlara sınırlar koyduğunda, seni "kuralcı" olarak suçluyorlar, ama bilmiyorlar ki bu karaktersiz ve haysiyet yoksunu dünya da aslında sadece kendini koruyorsun.
Bütün bunlar seni çok yoruyor, biliyorum

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Ayakkabılarımı en son ne zaman boyadım, hatırlamıyorum bile. O minik fırçanın dokunduğu deri üzerindeki renklerin dansı, şimdi zihnimde sadece solgun bir anı. Bu basit şeyler bile anlamını yitirdiğinde, insanın içinde büyüyen boşluk daha da derinleşiyor. Yorgunluğum, bedenimden öte ruhuma işlemiş, ağır bir yük gibi omuzlarımı çökertiyor. Sanki tüm dünya bir komplo içinde ve ben bu oyunun kurbanıyım. Laneti bulaşmış ahlarında boğulsun tüm bu kötülükler, tüm yalanlar, tüm umutsuzluklar…



Bu dünyanın çarkları altında ezilenlerin feryadı göklere yükseliyor. Kimse duymuyor mu bu çığlıkları? Laneti bulaşmış ahlarında boğulsun tüm haksızlıklar, tüm adaletsizlikler, tüm vefasızlıklar…

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Gelip gidip hatır sorma,
Dünya aynı zalim dünya,
Dünya aynı kalleş dünya.....

(Ahsar Zerefşan 2025 Ocak)

Devamını Oku
Ahsar Zerefşan

Ben ki, cesareti Kaf Dağını aşmış, ateşten cümleler kuran bir savaşçıydım. Kelimelerimin kanatları vardı, en uzak düşlere uçurdum onları. Dağları deviren, fırtınaları dizginleyen bir mısracı...

Ta ki, senin adın çıkana kadar karşıma.

O iki hece, o birkaç harf... Koskoca dağlardan daha ağır geldi bana. Masanın üzerindeki o boş kağıda bakakaldım. O mürekkebin senin kutsal ismini kirleteceğinden korktum. Yazmaya kıyamadım. Çünkü her harfi, kalbime kazınmış bir çentikti; yazarken kanatacağını biliyordum.

Devamını Oku