Ahmet Zeytinci Şiirleri - Şair Ahmet Zey ...

Ahmet Zeytinci

Neler gördün neler şu yalancı dünyada. Ha! sahi sen de benim ile aynı yaştaydın değil mi; unutmuşum. Ah! be gözlerim. Avrupa'nın göbeğinde doksanlı yıllarda acı dolu, kan ve gözyaşı dolu bir savaş yaşandı. Biliyorum yanaklarımdan aktı o içinde biriktirdiğin gözyaşların. Kimsenin sesi sedası çıkmadı biliyor musun? Biliyor musun; koyun boğazlar gibi, tavuk boğazlar gibi insan boğazladılar bu caniler, insanlıktan nasip almamışlar... Medeni dedikleri o Avrupa'nın tam ortasında oldu bunlar; tam ortasında. Aylarca Birleşmiş Milletler dedikleri, benim de BİRLEŞMİŞ İLLETLER dediğim, ABD'nin güdümünde ki kuruluştan çıt çıkmadı... Yüz binden fazla Müslüman şehidimiz var. Zannetmesinler ki bir gün hesabı sorulmayacak, zannetmesinler ki yaptıkları yanlarına kâr kalacak. Gaflet ve delâleti iyi bilirler, onların yakın dostudur her iki duyguda...

Ah! be gözlerim kara kıta Afrika'da bir lokmaya muhtaç insanlar gördün. Birileri kuş sütünün eksik olmadığı sofralarda tıka basa karınlarını doyururken, kusacak kadar yemek yerken, kara kıta Afrika'da bir lokma ekmek için, bir kilo patates, pirinç için birbirini ezen çiğneyen insanlar gördün. Okula gitmesi gerekirken, küçücük çocukların elinde Kalaşnikoflar ile birbirlerine silah sıktıklarını gördün. Görmez olsaydın, duymaz olsaydın keşke bunları, insanlığından bu kadar utanmazdın...

Her zaman mensubu olmaktan onur ve gurur duyduğumuz bir dinimiz, bayrağımız ve ülkemiz, canımız Türkiye'miz var. Ah! be gözlerim, tertemiz dinimizi, kitabımızı, yurdumuzu aşağılamaya çalışanları, din adamı kisvesi altında toplumun ahlakını ve huzurunu bozanları, bayrağımızı yakmaya kalkanları, başta yurdumuzun kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını toplumun gözünden küçük düşürmeye gayret edenleri de gördün. Unutma, unutma sakın gördüklerini...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Kağıttan uçak ve gemi yaptığımız zamanlardı
sokak lambaları daha hava kararmadan yanardı
kağıttan uçak bu F-16'ya benzemez
babaannemin baş örtüsüne acil iniş yaptığı zaman
azıcık kızsa bile
vay Sadiye Gelin dedik mi

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ayaklanma başlatıp, şehri ele geçirmek
O kadar da kolay mı, burası Türk Vatanı.
Sizin yaptıklarınız, ancak papaz uçurmak
Allah'ımda affetmez, vatanını satanı.


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ah be mübarek zaman, hakkını versek senin.
Gözümüzün yaşları, artık bu ayda dinin...

Dünya zalimle dolu, ölmeyiz zannederler.
Hepsi de küfrün kolu, türlü naneler yerler...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bekarken bütün faturaları evin reisi babam ödediğinden bizimde bir evin nasıl geçindiği hakkında, faturaların nasıl ödendiği hakkında bir fikrimiz yoktu haliyle. Evlenip de iş başa düşünce faturalar ile kanka oluyor insan her ne kadar sevmese de kabarık gelenlerini... Ben onları sevmiyorum, onlar bana kene gibi, sülük gibi yapışıyor...

-Elektrik faturası gelmiş
-İnşallah kabarmamıştır bu ay hanım?
-Ben üşüdüğüm zaman ısıtıcıyı çalıştırmıştım birazda haliyle kabarık azıcık.
-Üfff! Bu ne ya hanım bir yanlışlık mı var biz bu evi doğal gaz ile ısıtmıyor muyduk, yoksa elektriğe dönüşüm oldu da ısıtma şeklimiz benim mi haberim yok bundan?

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Uzun zamandır sizlerin mail adreslerine de gelmiştir belki hala da geliyordur. Belki de vazgeçmiştir arkadaşlar mail göndermekten deşifre olunca. Hulusium adlı bir elementten bahsediliyor bu mail de ve dünyada ki en büyük rezervinin de Türkiye'de ve diğer bir ülke Yemen'de olduğundan, toplam parasal değerinin ise yirmi sekiz trilyon dolar kadar olan uçuk bir para olduğundan bahsediliyor...


Buraya kadar her şey normal, İnsan ne yapar bu maili görünce, hali ile heyecanlanır değil mi? Ülkemiz için büyük bir nimet büyük bir zenginlik diye de düşünür. Bir aklınıza getirin, o madenden kazanacağımız bir para bir an da ülkemizi milli gelir sıralamasında, elli altmış basamak birden yükseltecektir. Ama kazın ayağı öyle değil tabi ki, neden, çünkü Hulusium diye bir maden, bırakın normal insanları, kimya bilimi ile uğraşanlar tarafından bile bilinmiyor, böyle bir maden de yok zaten. Mutlaka adı Hulusi olan bir zibidi, bir işgüzar tarafından uydurulmuştur...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ortaokula yeni adım attığımız yetmişli yıllarda, merhum Aziz Nesin ve o zamanki Gırgır Dergisi sayesinde düzenli kitap ve dergi okumaya da başlamıştık. Babamızdan ve annemizden aldığımız harçlıkları hafta sonunda mahallemizdeki kitapçıdan kitap almak için gözümüzü kırpmadan elimizden çıkarırdık. O zamanki bir çok arkadaşım harçlıklarını top almak ya da değişik değişik oyuncak almak veya sinemaya gitmek için kullanırken bizler de kitaplara yatırırdık. Tabi ki harçlıkları ile başka başka şeyler alan arkadaşlarım, bizlerin kitap almasına ölü yatırım gözü ile baksalar da bizler hiç öyle düşünmüyorduk. Aldığımız ve okuduğumuz kitapların yıllar yıllar sonra bize, yol, su elektrik olarak dönmese de; bilgi, kültür, olgunluk ve terbiye olarak döneceğini biliyorduk...

Saftık, kötülük bilmeyen temiz çocuklardık, herkesi kendimiz gibi bilirdik, çünkü rahmetli babamızdan, annemizden öyle terbiye almıştık. Emanete hıyanet diye bir şey yazmazdı bizim kitabımızda. Arkadaşlarımızdan bir şey aldık mı zamanı gelince geri vermesini de bilirdik. Adı ne olursa olsun ister kaset, ister kitap, isterse ödünç para...

Düzenli kitap aldığımı ve onları okuduğumu anlayan bir takım arkadaşlarım, artık cebinde paraları olmadıklarından mı, yoksa benim kitapları gözlerine kestirdiklerinden mi ya da beni saf kendi halinde bir çocuk bildiklerinden mi devamlı benden kitap istemeye başladılar. Düşünüyorum ''Versem mi vermesem mi, versem zamanında geri getirirler mi, yoksa üstüne mi yatarlar, yatarlarsa zaten bir daha geri almam imkânsız ama iyi niyetliyimdir, arkadaşlarım yapmaz bana bunu, çok da fakir değiller ne de olsa.'' İşte böyle bir sürü düşünce kafamda gidiyor geliyor, kafamdaki soru işaretleri birbiri ile çarpışıp kaza yapıyorlardı...

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ah o eski toto kağıtları
uzun uzun kare kare hele al bir eline
lise de amiral battı oynardık
bazen boş derslerde teneffüslerde bile...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bu Amerikalılar alem adamlar vallahi... Dünya film piyasasının büyük bölümü ellerinde olduğu için, insanları olayları cilalayıp parlatmayı da biliyorlar, ülkeleri yerden yere vurup silkelemeyi de biliyorlar... Holywood denen sinema fabrikasının bir çok ülkenin milli gelirinden ihracatından fazla gelir elde ettiği kulağımıza gelen haberler arasında... Milyonlarca dolar bütçeler ile filmler çeviriyorlar, hiç bir masraftan kaçınmadan, sonrada parsayı topluyorlar milyon dolar olarak...


Silvester Stallone'nin oynadığı o meşhur hayali kahraman Rambo'yu hepiniz tanıyorsunuz. Belki içinizde ''Onu tanıdığım güne lanet ediyorum.'' diyenlerde vardır... Televizyonda filmlerini defalarca izlediniz. Uçtu, kaçtı, on kişinin arasına daldı sağ çıktı, helikopter düşürdü, düşman askerlerinin sabrını taşırdı... Nihayetinde beş altı tane Rambo Filmi yaptı ve köşeyi döndü arkadaş. O filmleri de bizim gibi ülkeler ile birlikte dünyanın bir çok ülkesine de kakaladı ve dünya kadar paralar kazandı hem Amerika hem de kendisi...


Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Yurdumun her tarafı bil ki tarih kokuyor,
Karşında ki her insan tarihin bir parçası,
Benim yurduma kini hangi düşman sokuyor,
İnsanım halı gibi sevgisini dokuyor...

Yunus'lar,Mevlana'lar bu topraklardan geçti,

Devamını Oku