Mayın tarlalarında gül derme arzusuyla,
Düşman bildiklerime, gül verme arzusuyla,
Yaşamak istiyorum savaşsız bir dünyada,
Namluların ucunda gül görme arzusuyla.
Ahmet Süreyya Durna
Ataerkil aileydik eskiden
Gâyemiz horantaca birlik idi
Ayrılık gayrılık değildi bize göre
Çünkü bizi biz eden;
Düzen ve doyumsuz dirlik idi
Mütemadiyen
Sanki doludizgin küheylan gibi,
Gençliğim,son sürat geçti gitti ah!
Vurulmuş yaralı bir ceylan gibi,
Dağların ardına kaçtı gitti ah! ,
Eyvah! .
***
Ufaktan iriye doğru,
Üç adım beriye doğru.
“Say”derler,geriye doğru,
Saymıyorum,davulcu vur! ..
***
Bugün gebedir yarına,
Haydi güzel çocukları ülkemin,
Hak yolunda birlik olmamız gerek.
Can feda olası cennet vatanı,
Canımızdan aziz bilmemiz gerek;
Haydi güzel çocukları ülkemin! .
***
Adresime bir şiir kitabı gönderilmiş,şairi tarafından. Saygısızlık olmasın diye ismini vermiyorum.
Çünkü kitap baştan sona fiyasko.
Aman Allah’ım! . Adam hiç şiir tarlasından geçmemiş ve uzaktan yakından şiirle de tanışmamış. Sanata hakaret,böyle olur ancak. Diş çürüğüne dolgu cinsinden,bir maddeye rastlayamadım. Deyim yerindeyse herif,aklına estiği gibi çala kalem bir şeyler karalamış ve adını; “şiir” koymuş.
Yazık! . Çok yazık,üzüldüm hakikaten.
Böylelerini anlamakta zorlanıyorum.Niye masraf ederler ve niye birden teras kata çıkmaya çalışırlar ki! . İnsan,biraz kitap/külliyat mütâlaa eder,biraz kültür/sanat etkinliklerine katılır ve biraz da kamuoyu yoklaması yapar. Şâyet eseri rağbet görüyorsa veya eser; kendini ispatlıyorsa,ondan sonra kitaplaşır,okunur.
Bir kere şiirde ritim olmalı,derinlik olmalı,anlam/yüklem olmalı ve duygu ile yoğrulmalı. Öyle “Dam başında saksağan.Vur beline kazmayı” umursamazlığı ve komikliği içerisinde kaleme sarılmak,sanata saygısızlığın dik âlâsıdır.
Bir dikili ağacım, bir çakılı çivim yok!
Iskarta bir arabam, sıradan bir evim yok!
Kese kâğıtlarına ve karton kutulara;
Şiir yazmaktan başka, aslî bir görevim yok!
Ahmet Süreyya Durna
Eğil bir kez ak alnından öpeyim/
Yaklaş kutsal silahından öpeyim/
Namlusundan kundağından öpeyim.
Ölümün de şereflisi var! . Ölümün de güzeli… Güzel ölüm, herkese nasip olmaz öyle! . Din ulularının, İslam erlerinin, şehitlerin ve şehadet’i şiar edinenlerin ölümüyle; korkakların, alçakların, soysuzların ölümü bir değildir elbette.
Kanı ve ciğeri beş para etmez,
Piyasada ne boynuzlu zatlar var.
Herze konuşur da hakkı söyletmez,
Yamuk düşünceli aklı kıtlar var.
***
Yüzseksen derece dönüşe kalkan,
Sevgilinin mektubu teselli oldu bana,
Gerçeğin ışığında çok şeyler müjdeliyor.
Müteaddit defalar okudum kana kana,
Gönlümüz müşterektir “bunu unutma! ”diyor.
***
Alınca bu haberi özümden duygulandım,
Ahmet Süreyya Durna.
Bakilacak degil okunacak bir sairdir..
O Ki antolojinin (coklari farkinda olmasa bile) kalitesidir,
Gözlerim islanir siirlerinde
Anadolumun, yüregimin sesidir..