Evet, bize sessizlik yakışır...
Dudaklarımı kanatırcasına,
Ellerimle kelepçelediğim ağzımı,
Nefesimi, boğarcasına
Tuttum kendimi...
Susmayı da sevdim...
Adınla başladım
Yıllar önce, bugün...
Kulağına fısıldadığım o ilk söz
Şimdi kulaklarımda...
Şehrin karanlık sokaklarında bir göz
Ve suretini unuttuğum meleğin
Korkak gözlerinden bir bakış sakladım
Çekingen, tuhaf duruşundan bir gölge...
Al yanakların vardı gülün yapraklarında unuttuğum
Önce soldular, şimdi de kayboldular...
Öyle ya, hiçbir aşk ölümsüz değildi,
Say gözlerimden düşen her bir damlayı
Yüreğime perçinlenen ateşin kıvılcımlarını hisset
Tut ellerimi, tut sıkıca
Aşka isyan etmekle yargıla beni
Ben, aşkın müebbet tutuklusu
Bir kez daha seni sevmemi isteme benden
Yeter yüreğimin uğrunda can tükettiği
Hiç kimsenin karşılıksız veremeyeceği
Kanadı kırılmış bir sevda bekleme benden
Geçmişi bir kenara bırak düzelir dersin
Gidişim sonum olacak biliyorum
Denizlere sığınacağım yosun kokulu caddelerde
Ayrılığın o hain bakışları çökecek üzerime
Dalgalar kimliğimi soracak
Ay geceleri yolumu aydınlatacak
Boynu bükük bir sevdanın şu gam yükünü
Sözlerine aldırmadan taşıdım durdum
Bir gün bile umudumu terk edemedim
Ne olurdu duymasaydım o son sözünü
Kahverengi gözlerinde gözyaşı oldum
Hayat içini saran sıcak bir yalan
Tutunursun sen sımsıkı kimi zaman
Kimi zaman olursun sen de en viran
Çiçekler açar bahardır sana bir an
Yapraklar dökülür, gönlün olur hazan
Sustum, sebebini yalnız ben bildim
Sana, senin gibi sustum....
Yazmayı, haykırışımı bıraktım
Gülmeyi zaten unutmuştum...
Gittim, rüzgâr nereye sürüklerse
Üç garip günün pençesindeyim
Dünden kalanlar serseri kurşun
Bugün yoldadır yorgun bedenim
Ruhum elçisidir yarınların
Zaman su gibi akar durmadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!