Hayatın İçinden 77 - Ressam ve Resmi

Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenir ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen “Ranga Çeleri” olarak tanısa da kısaca Ranga Guru diye anarlarmış.

Pek çok öğrenci yetiştirmiş olan Ranga Guru’nun başarılı öğrencilerinden biri olan Raciçi de yıllar süren zorlu eğitimini tamamlayıp mezuniyet resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise,

- Sen artık ressam sayılırsın Raciçi ama bunu bir de halkın değerlendirmesi gerekiyor. Şimdi sen bu resmini al şehrin en kalabalık meydanına götür herkesin görebileceği bir yere koy. Resmin yanına da kırmızı bir kalem bırakıp bir yazıyla halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica et. Resmi birkaç gün meydanda bırak sonra al bana getir, der.

Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğun da belirtmiş.

Ranga Guru öğrencisine üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş. Raciçi resmi yeniden yapmış ve bir daha Ranga Guru'ya götürmüş. Hocası Raçiçi’ye yaptığı bu yeni resmi de yine aynı meydana götürüp bırakmasını söylemiş. Ama bu defa resmin yanına bir palet dolusu renk renk boya ve birkaç fırça bırakmasını söylemiş. Yalnız bu sefer tabelaya insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı yazmasını söylemiş.

Öğrenci ressam Raçiçi bir kaç gün sonra gittiği meydanda bu sefer görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da, boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya olup biteni anlatmış. Hocası ise

- Sevgili Raciçi, sen birinci seferde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız olabileceklerini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar bile eleştirmek adına gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci seferde onlardan resimdeki hataları düzeltmelerini istedin. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi. Çünkü yapıcı olmak eğitim gerektirir. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur. Sakın emeğini onun değerini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma, demiş.

Alıntı Kısa Öykü
_______________/

Kıssadan Hisse: İyi kötü bir işle meşgul olup ortaya bir değer çıkartan biri iş yapmanın zorluklarını bildiği için çalışıp çabalayan ve bir şeyler üretene karşı daha anlayışlı olur. 08.12.2017 recep akıl