Aysunun elleri pek temizdi, ipektendi.
Gülleri okşayınca, güller bin bir hale girerlerdi.
Üzülürler sevinirler, özlerlerdi.
Dallarındaki dikenleri.
Aysundan uzak tutmak için.
Kanlı yaşlar dökerlerdi.
Bazen biraz mola vermek lazım hayata.
Acıların ortasında tutunmak için peşinden koştuğumuza daha sıkı yapışmak lazım.
Kalabalıklardan arınmak,
Bazen bi sevdiğine rastlarsın,
Unutulmuş bir bavulu karıştırırken,
Fazlaları atayım derken evin köşelerinden,
Gelip geçerken çalıştığı binanın önünden.
Bazen bi sevdiğini anarsın,
Bezen gidersin,
Neden gittiğini bilmezsin,
Nereye gittiğini bilmezsin,
Bazen sevmek yetmez…
Sevdiğiniz için kocaman bir soru işareti olursunuz.
Acaba?
Bir gün yolunu kaybettiğinde,
Nerdeyim dediğinde susuyorsa herkes,
Pencerendeki menekşeler solduysa,
Hiçbir rüzgar gemini sahile götürmüyorsa,
Ayaklarında derman kalmadıysa,
Yüreğinde tutunamıyorsa hiçbir umut,
Bilmek hissetmektir sevgilim. Seni sevmeyi bilmek, yaşadığımı hissetmektir.
Kalbimin içinde başka bir kalbin saklandığını ve senin her gülümsemende içimde bir kalp açtığını bildim seninle.
Beni bir tek sen anlamadın,
Bir sen bilmedin beni,
Bir sen kırdın kalbimi,
Bir sen üzdün,
Bir sen yokluğunda üşüttün,
Ve,
bize aşkı anlat güzel adam,
siyaha çalım satan saçların,
çalmasını beyazı bulutlardan,
ve akşamın kızıllığında,
yanmasını güneşin,
vedasız bir sevgilinin ardından.
Koşuyor adam duvara, doğum yaptırmaya.
Biliyor duvarın doğumuna sekiz ay var daha.
İnliyor,ağlıyor, birde utanmadan.
Kocaman binanın içinde yatıp kalkıyor.
Gevşemeden, üşenmeden, üçten iki fazla.
Birgün çok görünce benzerlerini, yer yer sararmış.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!