Yas mı tutarsın bre sevdiğim?
Baştan ayağa kara sarıldın
Bin derdim düşüren bire sevdiğim
Neye küstün, neye darıldın?
Selam gönderdim almaz oldun
Gözlerin buğlu bir akşamdı
Ellerin matem şarkısı
Parkelerde bir giz gibi
Durur gidişinin yankısı..
Yine hasret düştü payımıza
Pencereden çıkan başı annemin
Yarısı merhamet çocukluğum
Mezarında ağlarken demin
Yarısı hasret çocukluğum
Koştuğum yollarda, düştüğüm yerlerde
Hep bir şefkat arar çocukluğum
Konuşmaz söyler hâl ile sözünü
Ötenin ötesine bağlar gözünü
Elde durmayan o aşk közünü
Sineye sarıp gezmektir delilik...
Aşk ile doldurup dipsiz güğümü
Dara düştü gönül, boyu aştı zillet
Hal hatır sormayan dostlar utansın
Eylemem derdim kimseye minnet
Namerde el açtıran dostlar utansın!
El pençe durup kapıda bekletir
Geceye fısıldamak
Yağmura bağırmak
Göğe bakmak istiyorum.
Nefesinin sıcağında harlanmak
Göğsünün terinde ıslanmak
Kokunla süngülenmek istiyorum.
Bir tomurcuk açardı gül yanaklarıyla
Şen bahçemizden sular akardı
Elleri bağrında dikilmiş şehrime
Saçların, annem kokardı..
Hergün geçtiğim köşe başlarında
Hasret dildedir yürekte vurgunu,
Vuslat cânı yaralar da gider.
Döner mi diye bakma geriye,
Gidenler kapıyı aralar da gider.
Mızraptır sevgili can telinde,
Kervansız, çölsüz gönül yurduna
Akıl köyünden hicret ettim.
Demir aldım kaygı limanından
Göğe bakmaya gidiyorum.
Çevirip gözlerimi mor siyah bulutlardan
Açıldı elimde gonca, mazi girişti sefere
Acıdı içim amma dün aynı dün değil
Süzüldü sonunda gece, vakit erişti sehere
Işıdı cihan amma gün aynı gün değil..
Bir yel idi işte geldi geçti ömür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!