ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
..
Dünyanın müseddes tarihi
Kıymetli bir armağan
Gönüllerde iman, dillerde Allah
Eski-yeni zaman, hep bize zaman
Türk’üz biz güçlü anlamındayız
Türk’üz biz, tarihi şahlandıranız
Acun medeniyetiyiz, gönüller fermanıyız
Türk’üz biz doğuştan kahramanız
İlk defa Teoman kurdu bir Türk devleti
Asya Hun adı, ilk defa millet sevgisi
Öyle bir güç, öyle bir kudret
Öyle bir güven ki Çin seddini yaptıran
Türk adıyla sanıyla kuruldu Göktürk
İlk defa Türk adını kullanmış, duyurmuş şanlı Türk
Tarih öyle bir geçiyor ki
Toprak, isim, şan öyle büyüyor ki
Malazgirt’te kılıçlar, mızraklar, kalkanlar…
Alp Arslan kükrüyor, toprak büyüyor
Türk işte, adı üzerinde güçlü, kuvvetli…
Bir imparatorluk kuruluyor tarihi şefkatli
Osman Bey başla dedi artık tarihe yeniden yazmaya başla diye
Muratlar, Yıldırım Beyazıtlar, Çelebiler, Sultanlar
Savaş, kan, sancak, sevgi, millet
Hepsi bir arada, düşman illet
Daha yaşı on sekiz, aklı yukarılarda
Sultanlara sultan olmuş daha o yaşta
Bir şehir var, sıkıntılı; adı Konstantin
Bir komutan var aklı, ilmi hür
Bir fetih hazırlığı var Konstantin’e ye
O fethi yapacak komutan ne büyük komutandır
O fethi yapan insan ne kudretli insandır
Türklüğü şahlandıran, güce yükseliş katandır
O aziz komutan Fatih Sultan Mehmet Han’dır
Nerelere kayboldu kudretli komutan
Osmanlı düşüyor an ve an
Gönüller dertli, gözler yaşlı
Sesler, iniltiler haykırışlı
Bölünüyor büyük imparatorluk yavaş yavaş
Balkanlar, Trablusgarplar daha neler neler
Kan göl oluyor, gölgesinde hilal yıldız birer
Dünya savaşları, toprak kayıpları
Türklük zayıflıyor, insan ayıpları
Ve üç pislik: Fransa-Avusturya-İngiltere
Kan ağlıyor boğaz, cephe Çanakkale
Ve bir komutan büyüyor Mustafa Kemal
Güce güç, kana kan, cana can Mustafa Kemal
Türk ordusu vezirdir rezil değil, ezilmez
O zaman geçilemedi şimdi de Çanakkale Geçilmez
Toparlanıyor güçlü Türk ordusu
Kalplerde iman dillerde bir nida
Ya Allah Bismillah
Güneş hiç gitmiyor artık üzerimizden
Bizi konuşuyor hep dünya hep gücümüzden
Ve tarih 29 Ekim 1923
Bir devletiz artık bağımsız, şanlı bayrağımız
Haykırdık dünyaya yok olmadık, olmayacağız
Biz Türk’üz, Türk kalacak, Türk ölecek
Biz güçlüyüz öyle kalacak, öyle ölecek
Biz cumhuriyetiz o hiç ölmeyecek
Tarih bizi yazdı hiç silinmeyecek
Biz tarihte güçlü tarihiz
Çünkü biz Türkoğlu Türk askeriyiz
Çünkü biz TÜRKİYE CUMHURİYETİYİZ…
(CEMAL ULU)
..
Dinlediğim bir melodi tükeneceğiz
Sen bir yerde ben burada
Çocukların tırmandığı şu ağaçta
Rüzgar nasıl koparıyorsa dalından yaprağı
Biz de eylül gibi savrulacağız
Dal dal, yaprak yaprak sararıp solacağız..
Eylül gibi, ekim gibi kasım gibi
..
ÖZGÜRLÜK KAVGASI
Kara bir bulut geliyor,
Perde perde her taraftan.
Kapanıyor birden Türk’ün penceresi,
Yüreği kabarıyor birden öfkeyle,
Silah yok cephane yok.
..
Ekim Rüzgarları
Savurdum gitti hüzünleri ekim rüzgarlarıyla
Mutluluklara açtım gönül kapımı ağlamak yok bir daha
Şimdi güleceğim ardımda bıraktığım göz yaşlarıma
Haydi ekim rüzgarları ortak ol mutluluğumuza
..
ÇOCUKLUK GÜNLERİMDE KÖYÜMDE KIŞ
Adam boyu kar yağardı eskiden,
Dağ taş beyaza bürünürdü,
Göz gözü görmez olurdu kimi zaman tipiden fırtınadan
"Aman aman yavrularım,
yemeyin içmeyin, kapılara çıkmayın! .."
diye öğütlerlerdi çocukları anaları böyle günlerde.
..
Hayata tutunmam, ilk gözümü açmam, başarıdan başarıya koşmam hep silahla olmuştur ama benim silahım öyle herkesin bildiği silahtan değil. Bir ben bilirim silahımı… Ne zaman, nasıl kullanacağımı…
İlk varlığımı karanlık, neresi olduğunu bilmediğim bir ortamda, güldür güldür sesleri işitmemle hissettim. Korkumdan adını sonradan öğrendiğim tekmeleri fırlatmamla ilk silahıma kavuştum. İşe yarıyordu silahım. Ne zaman rahatsız edilsem kütürdetiyordum çevremi saran karanlık çemberine. İlk vuruşta varlığım hissediliyordu, bir sessizlik bir okşama… Okşamayı ne kadar sevsem de hemencecik dalardım uykuya. Bazen de uykularım kaçar sıkılırdım. Sırf muhabbet olsun diye yine kullanırdım silahımı, varlığımı hatırlatırdım ve başlardı bir el okşamaya… Yine dalardım uykuya. Bu silahı ne kadar kullandım bilmiyorum. Tek bildiğim ikinci silahıma kavuştuğumda yok oluşu.
İkinci silahım ilk gözümü açtığımda, ilk nefesi içime çekişte ciğerlerimin yanışında attığım acı çığlık oldu. Çığlık acı da olsa silahıma diyecek yoktu. İlk avım; yumuşak, sıcacık bir göğüs ve içime çekip zevkten uykuya daldığım ciğerlerimin acısını yok eden süt oldu. Artık yeni bir silahım vardı. Ne zaman içimi ısıtmak istesem, ne zaman sırtımın sıvazlanmasını istesem basıyordum çığlığı. Öyle bir çığlık ki en ağır uykulardan uyandırıyor, en uzaklardan işittiriyordu. Sanki annem kanatlı bir kuştu. Her çığlıkta göğsü ağzımda eli sırtımda olurdu. Anneme göre farklı bir çocukmuşum. Ağlarken gülermişim. Bir bilse niye güldüğümü...
Bu silahımın ömrü de kısa sürdü. Yeni silah bulana kadar çokça bocaladım.
..
29 Mayıs’ta çözüldü bin yıllık düğüm,
29 Mayıs’ta başladı şanlı bir düğün.
..
29 Mayıs’ta çözüldü asırlık düğüm,
29 Mayıs’ta başladı bin yıllık düğün.
..
29 Mayıs’ta çözüldü asırlık düğüm,
29 Mayıs’ta başladı bin yıllık düğün.
..
Dalgalan göklerde şanlı bayrağım
Yirmi dokuz Ekim bayramdır bugün
Şehitlerle harman olan toprağım
Yirmi dokuz Ekim bayramdır bugün.
Türkiye’nin toprağında taşında
Önce Vatan yazar sınır başında
..
Harran da sular yanar
Aç bebelerin dillerinde
Atatürk barajına lağım akar
Su içer bebeler
Dil yanar
Çok su
..
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Bir Ekim gülüm Cuma, ikramı Nur yine.*
**
Şırıl şırıl akar su, pırıldar safi renk,*
Damla damla yağar su, Rahmete kafi denk.*
**
İncitmez çuğu defa, ab-ı hayattır su,*
..
GÜZELDİR ATAM
Nereden bakarsan güzel demişler
Nereden de baksak güzeldir ATAM
Nur içinde yatsın, güzel demişler
Onlardan öğrendik, seni biz ATAM
..
Gitme!
Sen gidersen;
Can düşer,
Baş düşer,
Gül düşer,
Tek kurşun atmadan,.
Kırılır kanadım,
..
Ülkem işgal edilmiş kan ağlıyordu millet
Yirmidokuz ekim de kuruldu Cumhuriyet
Ulu önder Atatürk dedi bitsin bu zillet
Yirmidokuz ekim de Kuruldu Cumhuriyet
***
Bir arayış için de vatan kan ağlıyordu
Atam bir çözüm için çareler arıyordu
..
SAHİPLERİNİ BULDU
“EMİNE SEVİNÇ ÖKSÜZOĞLU
1. ÇUKUROVA ŞİİR OKUMA YARIŞMASINDA 1.OLDU”
Adana Can by mix Müzik-Sinema Yapım tarafından organize edilen ve Can By Mix Müzik – Sinema Yapım Genel koordinatörü Münevver Düver hanımefendinin genel koordinatörlüğünde gerçekleşen, 1.Çukurova Şiir okuma Yarışması 30 Ekim 2010 günü, Adana Seyhan Kültür Merkezi Mehmet Akif Ersoy salonunda düzenlenen muhteşem bir organizasyonla sahiplerini buldu.
..
Nasıl zehirliyor soktuğu anda,
Yılanın dilini gel de gör Atam,
Meydanlarda, mitinglerde, her yanda,
Ulusal telin’i gel de gör Atam!
Erk, avamla ayrı ucunda safın,
Emekle arası açık insafın..
..
Sen hep
Sevgiyle, aşkla, huzurla,
Mutluluklara uçmak isterdin.
Uçmak günün geldi idil'im.
Yirmi altı Ekim iki bin on üç;
Burak la uçuyorsun güzel kuşum.
Burak sevgidir, aşktır, huzurdur.
..